Adam gibi adam

Böyle insan kalmadı, demeyin. Var. Ender-i nadirattan da olsa var. Prof. Dr. Fehim Üçışık'ı senelerdir tanıyorum. Kendisi hukukçu. Hiçbir akçeli işe bulaşmadığı gibi ücretli avukatlık dahi yapmadı. 'Mağdurum, bana yardım et' diyenlere ise kapısını hep açık tuttu. Ömrünü topluma adayan bir insan o. Kitap yazdı, seminer verdi... Hukukun, garibanın hakkını koruyan ilimlerin en başında geldiğini ondan daha iyi idrak eden yok. Tek şanssızlığı, hukuksuzluğu hukuk kabul eden bir ülkede yaşıyor olması!.. Spordan sosyal güvenliğe, sağlıktan insan haklarına, sanayiden tarıma kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde yazdı da yazdı. Hukukun üstünlüğü hususunun altını çizdi de çizdi... Sonucun pek başarılı olduğunu söyleyemem. Bu tabii Fehim Üçışık'ın suçu değil. Bizim ülkemizde düşünen, yeni projelere kafa yoran ve fikir üreten insana değer verilmiyor ki, Üçışık başarılı olsun!.. Ben onun her şeyden önce azmine hayranım. Kimseye küsmedi, 'Bu ülke niye böyle' diye kızmadı ve senelerce, "Türkiye, nasıl daha iyi olur?"a kafa yordu. 'Bir elin nesi var, iki elin sesi var' diye boşuna dememiş atalarımız. Fehim Üçışık, toplumun sesi, gönüllü avukatı olmak iştiyakiyle yanıp tutuştu ama doğrusu kendisi gibi düşünen bir başkasını daha bulamadı. Yalnız kaldı hep!.. Fakat, köprünün altından çok sular aktı. Bugün Türkiye AB üyeliğine aday. Ayakları sonunda yere değdi. Gönüllü kuruluşların ne demek olduğunu biliyor artık. Şimdi çıra yakıp Fehim Üçışık gibi adam aramaya geldi sıra. O cevheri bulduğunda da etrafını sarıp, 'Bana bir akıl ver' diye çevresinde dört dönüyor. Fehim Üçışık'ın başkanlığında kurulan 'Bilimsel Yaklaşım Derneği'nin (BYD) bir toplantısı vardı geçenlerde. Ben de katıldım. Henüz sayıları çok az ama gönüllü olarak bir araya gelen o insanların, 'Nasıl faydalı olabiliriz'e kafa yorduklarını görünce moralim düzeldi. BYD daha kurulur kurulmaz kolları sıvayıp, Almanya'nın eğitim, gençlik ve sosyal hizmetler alanında faaliyet gösteren en büyük vakfı Internationaler Bund (İB) ile müzakerelere başlamış bile. Toplumsal rehberlik, eğitim ve kültürleri buluşturma maksadı güden İB, bugüne kadar 300 binden fazla kişinin mesleki ve ferdi gelişimine destek olmuş. 10 bin çalışanı ile Almanya'nın 300 değişik kentine dağılmış olan bu kuruluş 700 çalışma biriminde hizmet veriyor. BYD'nin tek hedefi bu değil tabii. Sivil toplum örgütü olarak yapabilecekleri her işe koşmaya hazırlanıyorlar. En önemli hedefleri ise Türkiye'de gönüllü kuruluşların çoğalması. Bu şuurla hareket eden Fehim Üçışık, "Her şey hükümetten beklendiği için toplumun ne kadar geri kaldığı ortada. Gönüllü kuruluş şuuruyla üzerimize düşeni yapacağız" dedi. MI ACABA?!. DİE'nin yüzde 12 dediği işsizlik oranının gerçeği yüzde 22 imiş.... Gerçeğin de gerçeği var, onu da unutmamak lazım! * Toplumdaki kabalaşmayı 'halkın zaferi' olarak kabul edenler varmış... Ee, ne yapsın adamlar; zafersiz toplum olmaz ki! * Kleopatra Adası'nın çöken iskelesi, bürokrasi yüzünden su altında kalmış... Kleopatra için hangi iş savaşsız yapılmış ki, iskele yapılsın! * İçinden naftalin çıktığı için AB'nin Türk balını yasaklaması an meselesiymiş... Bir naftalin için de yasaklama olmaz ki! * Kebap fakültesi açılıyormuş... Dersi Tatlıses versin bari! * 1.5 milyon devlet memuru 'sözleşmeli' hale geliyormuş... İlk üç madde: Çalışma, karışma, ilişme!..