Adıyaman'dan iki anekdot

A -
A +

Adıyaman'ın üzümü de meşhur ama hele biberi: Mükemmel. Dolmalık tipindeki bu etli biberin hoş bir acılığı var. Adıyamanlı esnaf, evinden sabah kahvaltısı yapmadan çıkıyor. Çarşıya ilk inen, hemen koşup biberleri fırına veriyor. Ondan sonra buyurun ziyafete. Bütün komşulara açık bu sofra. Ertesi gün diğeri yapıyor aynı ikramı, daha ertesi gün bir diğeri. Keza öğlen yemeği. O da öyle. Bu sefer bol biberli güveç yapılıyor. Hoşluğu görüyor musunuz? Çarşıda yalan yok, entrika yok, acımasız rekabet yok, müşteriyi aldatmak yok... Adıyaman esnafı, o yörenin geleneklerine sımsıkı yapışmış. Müşteri kazıklama nedir bilmiyor. Nemrut Kommagene Festivali münasebetiyle okul öğrencileri de ellerinde pankartlarla korteje katıldı. Birisi çok dikkat çekiciydi bu pankartların: Turistin tabiyeti değil, memnuniyeti önemli. Kahtalı bir öğrenci, bugün elinde bu pankartı tutuyorsa yarın turizm elçisi olması işten değil. Bu sözün arkasında durabilmek her babayiğidin harcı değil ama Adıyamanlı hem yerliye, hem yabancıya aynı şefkat ve hoşgörüyle yaklaşıyor. Adıyamanlının halim selimliğini ve çelebi davranışını her yerde görmek mümkün. "Valiyi biz seçelim" Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Ersoy tam bir entelektüel. Kendi yöresini düşündüğü gibi Türkiye gerçeğine de kafa yoran bir insan. Sohbetimizde bir çok konuya temas ettik ama biri var ki, çok enteresan. Sizinle de paylaşmak istedim. "Halk, belediye başkanını değil, valiyi seçsin" diyen Zafer Ersoy; gerekçesini açıklarken şu ifadeyi kullandı: "Belediyenin en asli görevlerinden birisi şehrin imar planı. Park neresi olacak, yeşil alan neresi olacak, meskenler nerede olacak... bunların hepsine belediye karar veriyor. Belediye başkanı o yörenin insanı. Kimini kıramıyor, kimini siyasî baskıdan dolayı es geçiyor. Hasılı, bugünkü Türkiye çıkıyor ortaya. Karman çorman, görüntü kirliliğiyle dolu şehirler. Şayet valiyi halk seçse, belediye başkanını da Ankara tayin etse, bu karmaşanın hepsi önlenir." Buna nasıl emin olabiliyorsunuz? soruma ise şu cevabı verdi Ersoy: "Merkezi yönetimin tayin ettiği belediye başkanı kimseyi tanımıyor. Dolayısıyla, hatır gönül ilişkileri olmadan şehir planı neyi gerektiriyorsa onu yapar. Hiç olmazsa iki dönem bunun uygulanması lazım." Adıyaman'da tekstil ve konfeksiyon yatırımları bir hayli fazla. Zafer Ersoy, "Akıllı tekstil için kafa yormamız lazım. Çünkü, para orada" dedi. Adıyaman gerçekten güzel bir şehir. Geniş caddeleri, düzgün sokakları, görüntü kirliliğine sebep olmayan meskenleri ve yeşil alanlarıyla mükemmel bir görüntü veriyor. İstikbalini turizme endekslemeye çalışan bir kent için mühim bir altyapı bu. Kendi kentini güzelleştirmek isteyen belediye başkanlarının gidip Adıyaman'ı görmesi yeter. Tam Avrupaî bir düşüncenin ürünü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.