Ah şu bürokrasi olmasa!

Geçenlerde The Green Park Otel'in sahibi Adil Üstündağ'ın misafiriydim. Söz döndü dolaştı, bürokrasiye gelip düğümlendi. Bu düğümlenme hâli sadece sözde düğümlenme değil haaa; bir iş adamında şevk namına bir şey bırakmayan; azmini, gayretini olumsuz etkileyen ve moralini bozan bir düğümlenme. Adil Üstündağ, Pendik The Green Park'ın kaba inşaatını tamamladı. Oteli önümüzdeki sene hizmete sokmayı düşünüyor. Ancak, yaşadığı bürokrasi anasından emdiği sütü burnundan getirmiş!.. "Tam bir sene bekledim" diyor, ruhsat almak için. Pendik'te otel yapma aklını da Başbakan Erdoğan vermiş üstelik!.. "Avrupa yakasında otel çok. Otel yapacaksan Pendik'e yap. Kongre merkezi olsun!" demiş Erdoğan. Adil Üstündağ'ın Pendik'te yaşadığı ne ilk ne de son. Öyle olsa zaten bahis mevzuu dahi yapmam. Üstündağ, daha önce Kartepe, Bostancı ve Merter'de inşa ettiği otellerde de yaşadı aynı sıkıntıyı. Bürokrasinin olmadığı yer mi var? İlla bir pundunu bulup çıkıveriyor karşınıza. Üstündağ, morali bozulsa bile yatırım yapmaktan cayacak tıynette bir iş adamı değil. İnadına yeni yer bakıyor, inadına açıyor ama o ara dönemlerde boşa giden enerjisine yazık. Gerçekten yazık! "Küçük yatırımlarla Doğu ve Güneydoğu Anadolu fakirlikten kurtulur" diyen Adil Üstündağ, hemen ardından da "Ah bir de bürokrasi olmasa" diyor. Bürokrasinin zararı sadece iş adamıyla sınırlı kalmıyor demek ki. Yatırım yapılacak bölge insanına zarar veriyor, en başta. Ağrı, Süphan, Hasan, Sipil dağlarını sayıp döküyor Üstündağ ve bu dağların gerdanına inci gibi otel dizileceğini iddia ediyor. Yeter ki, bürokrasi olmasın! Sadece turizmde yaşanmıyor tabii bu bürokrasi çilesi. Ekonominin hemen her yerinde var. Fakat, esas kaynağı plan ve programsızlık. Şöyle söyleyeyim. Şayet Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ciddi bir planlama yapılsa ve atıl duran kaynaklar projelendirilse, oraya yatırımcı gitmez mi? Gider. Hem de koşa koşa gider. Potansiyel var çünkü. Ama, hadi Adil Üstündağ göze aldı diyelim, başka hangi iş adamı oradaki bürokrasiyi göze alır da gider. Gitmez!.. İş adamının gitmemesi, o bölgenin yatırımdan mahrum kalması ve insanlarının da eli böğründe oturması anlamına geliyor tabii. Dedim ya, sadece turizmle ilgili değil bu. Tarım da öyle, sanayi de. Bizde, yatırımcıyı daha işe başlamadan söğüşleme geleneği var. Elin oğlunun önceliği ise yatırımın bir an önce gerçekleşmesi yönünde. İşletmen faaliyete geçsin ki insanlar işe, devlet de vergi alma imkanına kavuşsun.