AK Parti kapatılır mı? -3-

A -
A +

Son iki makalemde, Türkiye'de yaşanan siyasî gerginliğe dikkat çekmiş; hem ekonomik, hem de hukukî reforma ihtiyaç olduğuna vurgu yapmıştım. Geldik zurnanın "zırt" dediği yere. AK Parti kapatılır mı? En olumlu sonuçtan başlayalım isterseniz. Anayasa Mahkemesi üyeleri oy birliğiyle karar alıp "AK Parti sütten çıkmış ak kaşıktır" gibi bir açıklama yapsa ne olur acaba? Koskoca bir "hiç"; o kadar! Mevcut gerginliğin üstüne "Hukuk" tartışması eklemekten öte bir faydası olmaz bunun! Çok iddialı bir laf oldu ama ne yapayım, öyle! Gerginlik o kadar arttı ki, bunun üstüne istikrar inşa etmenin imkânı yok artık. Geçmiş bu tür örneklerle dolu. Diğer alternatiflere de bir bakalım. Ara seçim konusu mesela. Şayet, yasaklama getirilen milletvekili sayısı 28 olursa, -ki bu yüzde 25 sandalyeye tekabül ediyor- ara seçime gitmek şart oluyor. Hukukçuların yorumu böyle. Ara seçime gidildiğini ve AK Parti yeni milletvekilleri ile eksiğini tamamladı diyelim. Dik durması mümkün mü? İhtimal veren dahi yok buna. Yasaklanan milletvekili sayısı 28'den daha düşük olursa, ara seçime de gerek kalmıyor. Fakat, bu da TBMM'nin karar alıp erken seçime gitmesi gibi bir sonuç doğuruyor. Ki, bu da genel seçimlerle mahallî seçimlerin birlikte yapılacağı anlamına geliyor tabii. Eylem ve sözleriyle kapatma kararına sebep olan milletvekillerinin bağımsız milletvekili olmasına hukukî bir mani yok aslında. Erdoğan mesela. Bağımsız milletvekili seçilme hakkına sahip. Yeter ki, bir partinin üyesi, kurucusu veya yöneticisi olmasın!.. Yüksek Seçim kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, Anayasa'nın siyaset yasağı getirmediğini, bu kararın bir sınırlama olduğunu ifade ediyor ve bu sınırlamanın beş yıl süreli olduğunun altını çiziyor. Cumhurbaşkanlığı mevzu var bir de. Gül yerinde kalsa bile muhalefet onun için meşruiyet tartışması başlatacaktır. "Köşk'ten in" denilecektir kendisine. Bunları şunun için saydım: Türkiye gerildi. Ekonomik istikrarı koruma zarureti varken hem de. Sosyal güvenlik ve vergi reformunun bir an önce yapılması lazım halbuki. Genel Başkanı yasak yemiş, daha doğrusu çatısı uçmuş AK Parti iktidarının bunları gerçekleştirme şansı olabilir mi? Yok denecek kadar az! Dolayısıyla, Türkiye'nin hemen seçime gitmesi ve yeni hükümetini seçmesi gerekiyor. Mesele AK Parti meselesi değil, Türkiye'nin kendi meselesidir çünkü. Halk çok kararlı; şimdiye kadar hiç görülmemiş bir kararlılık bu. Üzerinde "Milli Görüş" gömleği olmayan yeni partinin en az yüzde 60 oy alması mümkün. Sosyal, siyasî ve de ekonomik reformların hiçbir engele takılmadan gerçekleşmesi de demek bu bir yerde. On senelik bir istikrarın başlangıcı da diyebiliriz yani buna. Erdoğan'ın ne kusuru var? Rahmetli Menderes'in de yoktu ama sonuç malum. Demirel 7 defa gitti, 8 defa geldi. Erdoğan da gidip gelebilir. Karizması yeter buna.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.