Sandıktan yüzde 47 gibi yüksek bir oy başarısıyla çıkan AK Parti, MHP'nin de desteğiyle önce Cumhurbaşkanı'nı seçti, sonra YÖK Başkanı mevzuunu halletti. Ardından da toplumu gerip duran "türban" meselesine bir çözüm buldu güya. Bütün bunlar AK Parti'nin isteğinden ziyade halkın isteğiydi haa, onu da söyleyeyim. Seçimden çok önce, "Abdullah Gül olacak" dememiş miydi ahali? "Türban" zaten kanayan yaraydı. AK Parti ister istemez oraya odaklandı. Da... aceleciliği başını derde soktu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kapatma davası açtı. Gerekçesi malum; AK Parti Laik Cumhuriyeti yıkıp "şeriat" getirmek istiyor! Erdoğan kalkıp "Hadi" dese. "Düşün peşime. Şeriatı getirelim." Arkasına bin kişi ya takılır, ya takılmaz. Bilemedin iki bin. Daha fazla yok! Eee, hâl böyle iken nasıl oluyor da ülkeye "şeriat" getiriyor? Anayasa'ya göre var böyle bir tehlike. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya da zaten kendi kafasından yazmadı o raporu. Anayasa'ya göre Erdoğan'ın sarf ettiği sözler suç unsuru: Din konuşmak yasak! Abdurrahman Yalçınkaya'yı suçlamanın bir âlemi yok. Şayet, AK Parti "türban" değişikliğinden önce Anayasa değişikliğini yapmış olsaydı; bunların hiçbirisi gelmezdi başına. Gel de çık işin içinden. Çelişki yumağı! "Şeriat getireceğim" diye yola çıksa, arkasına bin-iki bin kişinin ancak takılacağı bir siyasi lider hakkında, "Şeriat getirmek istiyor" diye dava açılıyor ve o liderin kurduğu parti kapatılma tehlikesiyle burun buruna geliyor!.. Hukuk ve yargının saygınlığını yitirdiği yer burası işte. İncir çekirdeğini doldurmayan sözler bir araya getiriliyor ve eften püften endişeler gerekçe gösterilerek; bir partiye kapatma davası açılabiliyor. Enteresan tarafı da, Anayasa'da yerinin olması bunun! Garip olan bu işte? Komik ama gerçek: Yalçınkaya'nın iddianameleri AK Parti'yi kapatmaya yeter de artar bile! Mademki halk Erdoğan'dan "şeriat getir" gibi bir istekte bulunmadı; o halde, 22 Temmuz Genel Seçimleri'nde tamı tamına 16 milyon 341 bin kişi neden oy verdi ona? Halkın derdi başkaydı da ondan. Vatandaş, "Laiklik" bahanesiyle sırtına binen asalaklardan bıktı, usandı; onları sırtından atmak istiyor! Yoksa, Cumhuriyet'in ilan edildiği 29 Ekim 1923 günü dahi şeriat istemek gibi bir düşüncesi yoktu bu halkın. Farzımuhal, Erdoğan'ın siyaset yapması yasaklandı ve AK Parti kapatıldı, diyelim. Halkın geri adım atacağını mı sanıyorsunuz? Hayır! Yeni kurulan partiye en az yüzde 60 oy verip iktidara getirdiği kişilerle hem Anayasa'yı değiştirecek, hem de sırtındaki "laik" safralarını atacaktır mutlaka; çok kararlı çünkü.