Büyük imtihan! Çukurca'da şehit olan 24 askerin acısıyla perişan olmuşken, daha büyüğü Van'dan geldi; deprem! 25 saniyede yıkılan evler, enkaz altında kalan insanlar... yüzlerce ölü, binlerce yaralı! Allahü teala beterinden korusun! Her felaket, beraberinde iyilik de getiriyor. Teselliyi o iyiliklerden buluyoruz belki de. Depremin hemen ardından başlayan kurtarma çalışmaları mesela. Hummalı, canhıraş ve bir o kadar da gönüllü bir koşuşturma. Asker, sivil halk ve profesyonel ekipler... hepsi deprem bölgesindeydi. Dün gece 74 milyon Van'daydı. Facebook ve twitter gibi sosyal medyada da vardı aynı heyecan ve paylaşma arzusu. Kimi toplanan yiyecek ve giyeceklerin toplandığı adresi bildirdi, kimi bölgede hangi eşyaya ihtiyaç duyulduğunu anons etti, kimi de nakdi yardım yapmak isteyenlere hesap numarası verdi. Google da "kişi bulucu" sitesi açıp deprem bölgesinde yaşayanlarla tanıdıkları arasında köprü oldu. Kızılay anında intikal etti Van'a. Belediyeler aşevleri açtı. THY ek seferler koydu. Kargo şirketleri yardımları bedava taşıma sözü verdi. AKUT zaten ilk müdahale edenlerdendi. Asker her türlü desteği verdi. Başbakan Erdoğan başta olmak üzere bakanlar da oradaydı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergun, KOSGEB'in küçük ve orta ölçekli işletmelere 100 bin liralık acil destek kredisi vereceğini bildirdi. Maliye Bakanlığı vergi borçlarını erteledi. Sağlık Bakanlığı "Afet Merkezi"ni devreye soktu. Hakeza muhalefet. Muhalefet yetkilileri de bölgedeydi ve yapıcı mesajlar verdi hepsi de. Bu söylediklerimi kafamda tek tek sıraladım ve ondan sonra da şu soruyu sordum kendime. Zor günlerde bir bakıyorsunuz; koskoca toplum kenetlenivermiş. Tek ses, tek yürek! Bunun birçok kere gördük örneğini. De... iyi günde neden kenetlenemiyoruz? İki gündür çengel gibi asılı duruyor bu soru kafamda! Neden? Normal zamanda neden öbek öbek bölünüyor ve birbirimizi hırpalıyoruz? Bir de tabii bundan sonra yapacaklarımız var. Fiziki şartlar çok kötü! iyileştirilmesi lazım. Van'da zorunlu deprem sigortası olan bina sayısına bakar mısınız? 7 bin 318! Mevcut binaların yüzde 9'u sigortalı! Kimse umursamamış belli ki. Hâlbuki bölge deprem bölgesi. Bu kadar vurdumduymazlığı anlayan beri gelsin! Binalar da öyle. Eski ve dayanıksız! Neden bu acı yaşanmadan önce yenilenmedi, o da ayrı bir muamma! Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın dediği gibi "Depremle yaşamaya alışmalıyız!" İyi güzel de, nasıl? Devlet de umursamıyor, vatandaş da. Tedbirsizliğin daniskası yani. Alacalı İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Karahan'la birlikteydik; depremin olduğu gün. Alacalı da bir bina inşa etmiş Van'da. En ufak bir hasar yok tabii. Japon teknolojisiyle yapıyorlar inşaatlarını, olur mu? Ala-Sawa teknolojisi. Karahan, "Böyle bir dönemde kâr düşünülmez" dedi ve her türlü teknolojik desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlere ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim. Psikiyatri kliniklerine de çok iş düşüyor. Tam bir travma yaşadı toplum. Tedaviye ihtiyacı var!