Alkışın da bir adabı var

A -
A +

TOBB Kongresi'nde çok güzel manzaralara şahit olduğumuzu daha önceki makalemde belirtmiştim. Türkiye artık "sempati" ile "ihtiyacı" birbirinden ayırmaya başladı. Başka bir deyişle, sevdiğinden de ihtiyaç duyduğu şeyi isteyebiliyor artık. Eskiden yoktu bu. Salondaki delegelerin yarısı Erdoğan sempatizanıydı belki ama Hisarcıklıoğlu ekonomik sıkıntıları dillendirdikçe alkışladılar onu. İş başka, siyaset daha başka! Türkiye'de bu şuur oluşuyor. Ki, çok önemli bir gelişme bu. Ancak,?iki görüntü vardı ki; ne kongreye uydu, ne de siyasi terbiyeye. Sizlerle paylaşmak istiyorum bu iki nahoş görüntüyü. Bunlardan birisi Kılıçdaroğlu'nun davranışı; diğeri ise Ak Parti Gençlik Kolu'nun eylemi. Başbakan Erdoğan Kongre Salonu'na girdiğinde delege ve misafirlerin?hepsi ayağa?kalktı.?Teamül?böyle.?Tek oturan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. "Ben seni tanımıyorum" tavrı! Hiç yakışık almadı, doğrusu. Fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. 3 bin kişi ayakta, Kılıçdaroğlu ise?oturuyor! Evet, Meclis'teki uygulama böyle ama orası siyasetin yapıldığı yer ve anlaşılabilir bir tarafı da var bunun. En azından grup olarak oturuyor ya da kalkıyorlar. TOBB Kongresi bunun yeri değil ama. Ayrıca 3 bin kişi ayağa kalkmışken sen oturuyorsun. Sanki engelli!... Ne gerek var ki? Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel anlatmıştı. Sene 1965. AP - CHP Koalisyonu var. AP Genel Başkanı Demirel Başbakan. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü Başbakan Yardımcısı. Kapıda karşılaşır bu ikili. İsmet İnönü yaşlı ve saygın; tarihi bir misyonu var. Demirel hemen yana çekilip "Buyurun" diye yol veriyor Paşa'ya. İsmet Paşa, "Olmaz" diye itiraz ediyor bu saygıya. "Başbakan sizsiniz. Siz buyurun." CHP gelenekçi bir parti olduğuyla övünüyor ama hani? Diğer görüntü ise şu: Başbakan'ın kürsüye çağrılmasıyla birlikte kürsünün çaprazındaki tribünlerden, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganı yükseldi. Sonradan öğrendik ki, Ak Parti İl Gençlik Kolu mensuplarıymış onlar. Gereksiz ve anlamsız bir slogan. Daha sonraki konuşmaları da buna benzer sloganlarla kesilince, Başbakan Erdoğan eliyle işaret edip susturdu onları. Belli ki, rahatsız olmuştu. Faydadan çok zarar veren eylemler bunlar. Ne yeri çünkü, ne de Başbakan'ın böyle bir şeye ihtiyacı var. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin gelmiş geçmiş başbakanları arasında hitabet gücü en fazla olan başbakanlardan biri. Belki de?en?başta?geleni.?Onun?şakşakçıya?ihtiyacı yok ki. Alkış almak isterse alır. Alıyor da zaten. O gençlerin lüzumsuz müdahalesi Başbakan'ın konsantrasyonunu bozmaktan öte bir işe yaramadı. Bu iki fotoğrafı bilhassa paylaştım sizlerle. Bize doğru işi doğru yerde ve doğru zamanda yapmanın ne kadar önemli olduğunu çok açık ve net bir şekilde gösteriyor çünkü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.