Alman'ın yapamadığını biz yaparız

A -
A +

Türkiye'nin ne yapıp edip sayısı 10 milyonu bulan işsiz ordusuna iş bulması lazım. Ki, toplum sosyal patlama yaşamasın. Söylemesi kolay ama yapması zor bir mesele bu. Fakat, ölümden başka her şeyin bir çaresini bulan şu dünyada imkansız değil. Türkiye'nin problemi, hızlı artan nüfusu! Problemi çözmek isteyenin elindeki en önemli araç yine bu genç nüfus. Şayet Türkiye bu genç nüfus potansiyelini iyi değerlendirir ve sermayeye çevirebilirse hızla kalkınır ve istihdam meselesini çözer gibi geliyor bana. Bu düşüncemi biraz daha açıklayacağını düşündüğüm bir örnek vereyim size: Vaillant. Vaillant, Almanların ısıtma teknolojisinde gurur kaynağı ve yaklaşık 1.6 milyar avro'luk cirosuyla sıcak su ısıtıcıları sektöründe Avrupa lideri. Sadece, Ar-Ge teşkilatında 350 kişi çalışıyor. Bu Ar-Ge grubu toplumların sosyal, siyasi ve ekonomik gidişatını inceliyor ve sektörün 10 sene, 20 sene sonra nereye gideceğini tahmin etmeye çalışıyor. Bu tahmin çok önemli. Önemli çünkü, toplumlar her geçen sene değişiyor. Tabii, talepler ve ihtiyaçlar da değişiyor. Bu değişimi iyi okuyan Vaillant Ar-Ge Grubu, ısıtma teknolojisinde gerekli olan teknolojik değişiklikleri yapıyor ve toplumun önüne, doğru gereçler arz ediyor. Eğri oturup doğru konuşalım. Türkiye'nin teknik alandaki performansı belli, teknolojik yapısı belli, Ar-Ge'ye ayırdığı fon belli... Vaillant gibi firmalarla rekabet etme şansı yok denecek kadar az. Hadi hepsini yerine getirdi diyelim, global pazarda nasıl rekabet edecek? Farzımuhal onu da gerçekleştirdi diyelim. Bu başarıyı nasıl sürdürecek? Bütün bunları moral bozmak için yazıyorum sanmayın sakın. Bir çıkış yolu aramak için söylüyorum sadece. Vaillant Türkiye'nin üç tepe yöneticisi var: Genel Müdür Christoph Grosser, Alman. Genel müdür yardımcısı olan Aykut Babila ve Levent Taşkın ise Türk... Babila insan kaynaklarından sorumlu; Taşkın da pazarlamadan. Gerektiğinde üçü de tulumu giyip servise çıkıyor. Şimdi konunun en can alıcı noktasına geldik. Vaillant Türkiye, Almanya'da üretilen ısıtma cihazlarını satıyor Türkiye'de. Bunu yaparken de, 'müşteri memnuniyeti'ne odaklamış kendini. Bünyesinde geliştirdiği servisle başta İstanbul olmak üzere Anadolu'nun birçok bölgesinde hizmet ağı kurmuş. Bu ekip tesisatı bir günde döşüyor, arızayı ise yarım saatte gideriyor. Evet, cihazlar zaten akıllı cihaz. Kendi arızasını kendisi servise bildiriyor ve cihaz sahibinin haberi daha sonra oluyor bu problemin çözüldüğünden ama bir de müşterinin tespit ettiği arızalar var. Servis, bu arızanın çoğunu adrese gitmeden çözüyor. Gittiğine de hemen gidiyor ve yarım saat içinde faal hale getiriyor cihazı. Eğitimli 80 eleman sadece müşteriyle iletişim kuruyor ve aralıksız 24 saat sürüyor bu iletişim. Almanya'da yok mesela bu. Alman mantığı. Servis pahalı. Kafası basmıyor! Üretip satıyor sadece. Vaillant Türkiye'nin başarısı ise bu geleneği bozmak olmuş. Cirosunun yüzde 2'sini eğitime harcıyor. Türkiye ucuz işçiliğiyle övünüyor. Fakat, kalifiye elemanı yok. Şayet Vaillant Türkiye gibi eğitime önem verebilse, Türkiye hizmet sektöründe dünyanın en iddialı ülkesi olur amma!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.