Alperen'im. Civanmert'im...

A -
A +

Allahü teala rahmet eylesin, Muhsin Yazıcıoğlu dürüst insandı. Kendisiyle ilişkim, gazeteci-siyasetçi sınırları içinde oldu hep ama yine de onu, onun iyi birisi olduğuna şahadet edecek kadar iyi tanıdım. O siyasetçiden çok bir dava adamıydı. Ülküsü olan bir Alperendi. Dava arkadaşları nasıl ona kefilseler, o da arkadaşlarına kefildi. Kefil olamayacağı kimseyi yanına sokmadığı gibi, "Bana kalabalık lazım. Gelsin de kim olursa olsun" diyen birisi de olmadı. O kalabalıklara hükmeden bir siyasi lider olmayı aklının ucundan dahi geçirmedi. O örnek bir insandı, tek arzu ve isteği yanındakilerle birlikte örnek olmayı sürdürmekti. Dolayısıyla, davasına inanmış bir avuç insan ona milyonları içine alan kalabalıklardan daha anlamlı geldi. O bir kardelendi. Adı üstünde, dupduru beyazlığın yüreğinden filiz vermiş; temiz, lekesiz kardelen. Onda leke yoktu. Mikrop yoktu. Zayıflık yoktu. Nasıl olsun ki? O en temiz iklimlerde yetişmişti. Allah dedi. Peygamber dedi. Kur'an dedi. Devlet dedi. Millet dedi. O suçtan dolayı ceza almamasına rağmen beşi hücrede olmak üzere, 7.5 sene hapis yattı. Yine de "üf" demedi. Küsüp gitmedi. Ülkesini seven insanın yakınmaya ve şikayet etmeye hakkı olmadığına inanıyordu o çünkü. Kadirşinastı. Hep iyilik düşündü, mücadelesini arkadaşlarının ve ülkesinin iyiliği üzerine inşa etti. Böyle düşünen bir insan, başkasına zarar verebilir mi? Muhsin Yazıcıoğlu'ndan da zarar görmedi kimse. Onca acı ve sıkıntıya rağmen dik durdu, temiz yaşadı. Şaibeye bulaşmadı. Sevenin kabullenmişliği vardı onda. Dürüstlük timsaliydi. Numune bir hayat yaşadı. Dedim ya; o bir kardelendi. Temizdi. Ruhunu teslim edinceye kadar itina gösterdi bu temizliğe. Vefatı da aynı titizlikle oldu. Aşağılara güvenemedi. Helikopterle 3 bin metre yüksekliğe çıktı ve ruhunu o temizliğin ve duruluğun sembolü olan beyaz karlara bıraktı. Kocatepe Camii'ndeki cenaze namazından sonra hoca efendi, "Nasıl bilirsiniz" sorusunu sorduğunda, iyi bilirim, diyeceğim. İyi bilirim. Hakkımı helal ettim. Allahü teala rahmet eylesin. Ailesine, dostlarına, yakınlarına, Alperenlerine, arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Cenab-ı Allah sabırlar versin. Türk insanı vefalıdır. Belki birçok değerin hayatta iken kıymetini bilememiştir ama onu unutma gafletine de düşmemiştir. Aha Sivas. Sivaslı, Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Platonik aşkım" dediği Sivas'ı ona, onun partisi BBP'ye verdi. Bu bir jesttir ama sadece düzgün ve vefa duyulan insanlara gösterilen bir jest. Bir vefa örneği de Şanlıurfa'da yaşandı. Şanlıurfa halkı hizmetinden memnun kaldığı Ahmet Eşref Fakıbaba'yı bağımsız aday olmasına rağmen seçti. Fakıbaba dürüst bir başkandı. Şanlıurfa'nın parasını çarçur etmedi. Milletvekillerinin baskısına boyun eğmek yerine doğru bildiğini yaptı. Şanlıurfa'nın geleceğine yatırım yaptı. Müteahhitlerle çatır çatır pazarlık etti ve kaliteli işi en ucuza yapma başarısı gösterdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.