Türkiye şu günlerde öyle bir dönemden geçiyor ki, böylesini daha önce ne yaşadı, ne gördü. Tam bir imtihan! İktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları ve halkı ile hem de, büyük bir imtihandan geçiyor Türkiye!.. Bir tarafta kahpe terörün şehit ettiği askerlerin acısı, bir tarafta canı burnuna gelmiş halk! Ne garip ki, böyle bir dönemde herkesin yüreğine taş basıp metanet göstermesi gerekiyor. Çelik gibi sinir lazım! Bundan daha büyük imtihan olur mu? Neresinden bakarsanız bakın, itidalli olmayı icap ettiriyor gelişmelerin hepsi de. Türk toplumunun aklı selimle hareket etmesi, soğukkanlılığını koruması ve itidali elden bırakmaması lazım. Her hareketin beraberinde ağır bedel getirdiği dönem bu dönem çünkü. Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu terör, beynelmilel boyutu olan bir terör! Bunu asla hatırdan çıkarmamak gerekiyor bir kere. ABD bu terörden medet uman ülkelerden biri olabilir mesela. Türkiye'yi kendisi ile ittifak yapmaya zorlamak için terör örgütüyle iş birliği yapması pekala mümkün! Türkiye şayet Amerika ile müttefik olmuş olsa, Amerika ağır bir yükten kurtulacak çünkü; bu kesin! Ölümü gösterip sıtmaya razı etme durumu da diyebiliriz buna!.. Dedim ya, bu dönem şimdiye dek görmediğimiz kadar kritik bir dönem. Oynak! Teröristin nereden vuracağı belli değil! Hangi sinsi hesap içinde olduğunu tespit etmek çok zor! Hele kim tarafından beslendiği? Anlayana aşk olsun! Beynelmilel bir terör örgütü var karşıda. Dolayısıyla, çok dikkatli olmak ve taarruz zamanını da, ne zaman duracağını da iyi bilmek lazım. Telafisi mümkün olmayan bir bataklığa saplanıp kalmak işten bile değil çünkü!.. Amerika Türkiye'yi arkasına almaya görsün. Orta Doğu'da rüzgar gibi eser ve önüne çıkanı ezip geçer. Eli bu kadar kuvvetlenir yani. Bu saatten sonra terörü, Amerika'nın bölgede yayılmasını önlemek isteyen ülkeler de kullanabilirler. Bu da ayrı bir gerçek! Çünkü, ellerinde bir koz var. Türk toplumu infial halinde artık ve sınır ötesi operasyona sıcak bakmayan Irak yönetimi ve Amerika'ya karşı öfke dolu. Öyle ya, ya terörü önle, ya da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta operasyon yapmasına müsaade et! Tür toplumunun Amerika'ya duyduğu bu öfkeyi neden Amerika'ya karşı kullanmasınlar? Halk galeyana geldi, öfke sel oldu akıyor. Azıcık daha büyüsün, gözü ne Amerika'yı görür bu milletin, ne de Irak'ı! Bu hâl, öfkeyle kalkanın zararla oturma haline dönüşmemeli. Aman dikkat derken bunu söylemek istiyorum işte. Toplum metanetini korumalı ki, siyasi otorite diplomatik ilişkileri sürdürebilsin. Türkiye-ABD ittifakı imkansız hale geldi, diyelim; onun yerine ne koyacak bu ülke? Amerika karşıtı ülkelerin ekmeğine yağ sürmek değil ki Türk halkının görevi? Bu kadar çok ihtimalli bir mesele ile yüz yüze iken itidalli olmaktan başka çare var mı? Bitmedi. Türkiye'nin birçok meselesi daha var. Terör sadece bunlardan biri. Madalyonun öbür yüzü Terör cerahatlenmiş bir yara. Vücuttaki yara nasıl ki, durduk yerde olmuyor, bir sebebi var. Ve yarayı tedavi edecek olan doktor, onu kesip atmak yerine, o yaraya neden olan unsurları bulup ona göre bir tedavi yöntemi uyguluyorsa, terör yarasını tedavi ederken de aynı yöntemi takip etmek lazım. Nedenleri bulup çıkarmadan olmaz bu iş!.. Türkiye şimdiye kadar yakalayamadığı kadar büyük bir rüzgar yakaladı ve hızlı bir ekonomik büyüme içine girdi. Sosyal meselelerde de müthiş bir iyileşme var. Devlet-millet bütünleşmesi hiç olmadığı kadar fazla oldu bu dönemde. Hasılı, ahilinin morali yerine geldi. Her şey güllük gülistanlık demiyorum tabii ki, de, gidişat iyi, onun morali bu. Daha doğrusu yerinde idi!.. Son günlerde hortlayan terör belası milletin canını burnuna getirdi. Halk, öfke içinde! Teröristin ini nerede ise oraya baskın yapılmasını ve hepsinin kökünün kazınmasını istiyor. Başbakan Erdoğan bile "Gerekeni yapacağız. Bedeli ne olursa olsun yapacağız" dedi. Durum bu kadar vahim yani. Şimdi soruyorum: Öfkemize mağlup olup "Bedeli ne olursa olsun" önümüze geleni yıkıp geçecek miyiz? Yoksa, ülkenin ekonomik şartlarını da dikkate alacak mıyız? Yabancı yatırımcı, "Türkiye'ye güveniyoruz" deyip hâlâ gelmeye devam ediyor. Finans kuruluşları para musluklarını kısmadı henüz. Özelleştirme ihaleleri sürüyor. Şayet, iş ve aş kapıları kapanmasın, diyorsak; acımızı içimize akıtıp bir müddet daha beklememiz lazım. İşi fevriliğe dökmemiz halinde, iktidarın elinin kolunun bağlanacağını hatırdan çıkarmamalıyız. Ya sabır!