Kardeşim Hasan olmasaydı onu imkanı yok tanıyamazdım. İyi ki Hasan vardı ve onun sayesinde Enver İlhan'ı tanıdım. İlhan'ı tanıdım diye başım göğe ermedi tabii ama o gerçekten tanınması gereken bir insan. Onu, hayata yeni atılanların mutlaka tanıması lazım. Hele, "Türklerden bir şey olmaz" diyenlerin onu kesinlikle tanıması lazım. Misyon nedir? diye soranların ne yapıp edip onu tanıması lazım. Batıya dönük olmanın ne demek olduğunu merak edenlerin illaki onu tanıması lazım. Hasılı, herkesin onu tanıması lazım. Örnek bir insan çünkü. Genç yaşına rağmen müthiş bir performans sergileyerek işini zirveye taşıyan Enver İlhan, Mimsan'ın sahibi. Mimsan, endüstri kazanları imalatı yapıyor. Isı teknolojisiyle iştigal eden Mimsan'ın yaptığı harika işlerin en başında "insan kaynakları"na verilen değer geliyor. İnsana, o çatı altında bambaşka bir misyon yüklenmiş. Gözlerimle gördüm bunu. Teknoloji elbette ki önemli ama o daha sonra. Doğrusu da bu. Teknolojin var ama onu kullanacak insan zekası ve kabiliyetinden mahrumsan o teknoloji ne işe yarar ki? Mimsan'ı efsaneleştiren idealist insanlar var ve her birisi bir cevher. Teknolojiyle harika işler başarıyorlar. Mimsan'da tam bir ekip çalışması mevcut. Toplam kalitenin doruklarında dolaşıyor Malatya'daki bu fabrika. İnsanın içine ferahlık yayan temizliği, sizi daha kapıda karşılayan güvenlikçinin sıcaklığı, çalışanların güler yüzü ve azmi... Bunların hepsini kendine kültür edinen Mimsan'ın bir başka özelliği daha var ki, bayıldım. Hani, "marifet iltifata tabidir" sözü var ya. Bunun en âlâsını Mimsan'da gördüm. Yönetici birlikte çalıştığı arkadaşlarını takdir ediyor, çalışanlar da yöneticilerini. Çalışanlara iltifat tamam da çalışanın yöneticisine duyduğu takdirin dile getirilmesi de neyin nesi? "Yönetici insan değil mi?" dedi Enver İlhan. "Yönetici olan kişinin çalışanların kendisini bir baba, bir ağabey gibi gördüğünü hissetmesi, bambaşka bir duygu. Dünyaları versen o kadar mutlu edemezsin onu." Müşteri memnuniyeti "Ben" dedi Enver İlhan. "Bu işe başladığım 1982 senesinden bu yana kulağı kirişte yaşadım hep. Müşteriden bir şikayet gelirse hemen müdahale edeyim, diye." Bu davranıştan çok fayda gördüğünün de altını çizen Enver İlhan, "O gün 'müşteri memnuniyeti'nin ne demek olduğunu pek bilmiyordum belki ama bugün geriye dönüp baktığımda yaptığım o işin 'müşteri memnuniyeti'nin ta kendisi olduğunu görüyorum" diyerek; personelinin de aynı reflekse sahip olduğunu söyledi üstüne basa basa. Bunun "toplam kalite" mevhumunun temel direği olduğunu belirten Enver İlhan; sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün birçok müşterim benim adeta pazarlama departmanım gibi çalışıyor." Bundan daha güzel ne olabilir ki? Mimsan, endüstri ısı sistemlerinde Türkiye'nin iddialı firmalarından birisi. Kalorifer ve buhar kazanı... kat kaloriferi... endüstri kazanı... LPG tankı... boyler... sıcak hava jeneratörü ve panel radyatörü gibi ısı teknolojisine dayalı birçok ürün üretiyor Mimsan ama odaklandığı esas üretim kalemi endüstri kazanları. Isıtma sistemleri LPG, Fuil Oil ve linyitle çalışanların yanı sıra odun yakan kazan da üretiliyor Mimsan'ın Malatya'daki fabrikasında. Mimsan'ı Mimsan yapan hiç şüphe yok ki Ar-Ge'ye verdiği önem. İmal ettikleri kazanların odun talaşı ve zeytin çekirdeği ile çalışanları mükemmel sonuç vermiş. "Şimdi de" dedi Enver İlhan. "Ayçiçeği ve çeltik kabuğunu test ediyoruz." Bu ne demek? Türkiye hem dışarıya daha az enerji bedeli ödeyecek, hem de hiçbir ekonomik değeri olmayan bu ürünler değerli hale gelecek!.. Bir taraftan Mimsan tesislerini gezdim bir taraftan da Enver İlhan'ı dinledim. Söyledikleriyle gördüklerim öylesine örtüşüyordu ki, hayranlığımı gizleme gereği duymadan; Bravo, dedim. Bravo sana, Enver İlhan!.. Öyle ya, bir müteşebbis olarak en güzeli ve en faydalı olanı yapmaya çalışıyor. Üstüne üstlük bütün bunları kendi memleketi olan Malatya'da gerçekleştiriyor. Böyle yapmakla hem memleketine yatırım yapmayanlara örnek oluyor, hem de bu gibi işlerin Anadolu'da da bal gibi olacağını ispatlıyor. Mimsan Balkan ülkelerine ve Ortadoğu'ya açılalı çok olmuş. Gözü şimdi Rusya'da. Bu arada bir Alman firması gelip gidiyor, "Ortak olalım" diye.