Arap'ın parası, Türk'ün çenesi

A -
A +

Dubai Veliaht Prensi Şeyh Muhammed El Maktum'un parası Türkiye'yi karıştırdı. Daha doğrusu, karışık olan ülkemizin karışıklığını daha bir belirgin hale getirdi. Bu yetmiyormuş gibi Başbakan ile Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı arasında polemiğe de sebep oldu. Hasılı, 'geyik muhabbeti'ne bayılan ülkemize gün doğdu. Eh, AB müzakereleri başladı, normal!.. Özelleştirme konusundaki tutumundan dolayı CHP'yi topa tutan Başbakan "Sermaye ırkçılığı yapılıyor" diye veryansın ediyor. Tayyip Erdoğan'ın, Arap şeyhleriyle düşe kalka kendisini Ortadoğulu şeyh sanmaya başladığını iddia eden Baykal ise 'Yüce Divan'da hesap vereceği'nden dem vururken en son söyleyeceğini en başta söyleyip rahatlama yolunu tercih ediyor. Eh, o da normal. Ne de olsa yabancı sermaye ülkemize ilgi duymaya başladı, bir şirinlik yapmamız lazım!.. Geçen hafta sonu Türkiye'den ayrılan Dubai Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Raşit el-Maktum'un 5 milyar doları ne oldu şimdi? Baykal'ın hışmından korkup gitti mi? Yoksa, Başbakan'ın cazibesine kapılıp geri mi geldi? Belki de "Aramızda Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GMYO) anlaşması var" diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kasasına girdi, kim bilir? Bilinen tek şey, Şeyh El Maktum'un 10 milyar dolarlık bir servetin sahibi olduğu ve bir de BAE'de payına 2.5 milyar dolarlık petrol geliri düştüğü. O taraf sağlam yani. Şeyh Muhammed El Maktum, İstanbul'a benim, senin veya onun kara kaşı kara gözü için gelmiyor. Maksadı para kazanmak. Bundan daha normal ne olabilir? Türkiye'nin ise paraya ihtiyacı var. Bu iki maksadın ortak bir noktada birleşip Türkiye'de yatırıma dönüşmesi için evvel emirde tarafların doğru ve sağlıklı akit yapması gerekiyor. Şayet mukaveleler net ve şeffaf değilse, verilen sözler kayda geçmemişse sonunda herkesin başı ağrır. Onun için doğru sözleşme ve uygulanabilir projelerle yola çıkmak lazım. Bunca ciddi mesele varken nasıl bulup çıkarıyorlar bilmiyorum ama 'geyik muhabbeti' türü şeyleri ortaya getirmekte iktidar muhalefeti aratmıyor, muhalefet iktidarı. Al birini çal öbürüne durumu yani!.. İktidar-muhalefet kavgasına yeni bir örnek daha. Bu geyiğin adı 'çağdaşlık muhabbeti'. Ki, dostlar başına!.. CHP Genel Başkan yardımcısı Onur Öymen durduk yerde 'Başbakanın balo düzenleyemeyeceğini, oraya gelen bir kadınla dans edemeyeceğini' iddia etti. Başbakan da onun bu davetine karşılık "Bizimle Türkü söylemeye, horon tepmeye gelir misin?" dedi. Burada bitmedi tabii. Öymen başka bir şey dedi. Başbakan daha başka. Olsun da icraatın içinden olsun!.. Dansa karşı, horon... Horona karşı dans... Tezat'a bak! Adı üstünde 'Halk' partisi, prim yapmak için sosyetenin dilinden konuşuyor!.. Ülkenin gündemi bu kadar ciddi (!) meselelerle yüklü iken işi sulandırmayı hiç istemiyorum doğrusu ama bir çift laf etmeden de geçemeyeceğim: Şeyh meyh diye hafife aldığımız bu adamların ABD bankalarında 700-800 milyar dolar parası var. Bu bir. 11 Eylül'den sonra bu sermaye ABD'den çıkmak istedi ama güvenli bir yer bulamadığı için kaldı. Bu da iki. Şu halimizle bize güvenir mi acaba?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.