Artan ihracatın arka planı

A -
A +

Geçen hafta sonu Van'daydım. Üç gün kaldım. Türkiye İhracatçılar Merkezi (TİM) tarafından başlatılan ve her ilin ihracatını en az 1 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen programın bir diğer ayağıydı Van. Daha önce Mardin ve Yüksekova'ya da aynı maksatla gidilmişti. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte gittiği Güney Afrika'dan bir gün önce dönmüştü. Ayağının tozuyla Van'a da gelmek istemiş. Daha önce de Çin'deydi Büyükekşi. G. Afrika'dan döndüğü gün gördüm kendisini. Ayaküstü biraz lafladık da. Şayet arkadaşları "Yeter, sen evine git" diye ısrar etmeseymiş, gelecekmiş. Arkadaşları iyi ki mani oldu onun bu isteğine. Gerçekten yorgundu. Söz arasında, 'Mehmet Bey' dedim. 'Son 2 ayda, kaç gece evinizde kaldınız?' Büyükekşi, ellerini yüzü hizasına kaldırıp aynaya bakar gibi baktı avuç içlerine. Sağ elinin üç parmağını büküp geri kalan parmaklarını gösterdi ve "yedi" dedi. 60 günde ancak 7 gün! Onda da gece kaldıysa, gündüz kalmamış. Gündüz kaldıysa gece kalmamış. Buna rağmen Van'a da gelmek istemesi takdire şayandır ama her şeyin bir haddi hududu var. Sağlık da lazım insana. Mehmet Büyükekşi'nin ayakkabı sanayinde iddialı bir firması var halbuki. İşi başından aşkın yani. Evine uğrayamayan bir insan, işine nasıl uğrasın? Hiç gitmemiş! Buna 'fedakârlık' denmez de ne denir? Onların gecelerini gündüzlerine katıp dünyanın dört bir bucağına çıkarma yapmaları semeresini verdi. İhracat Ekim ayından itibaren eksiden artıya geçti. Bu gelişmelere bakıp, 'İyi ki kriz oldu' diyesi geliyor insanın. Dilimi tutmamın tek nedeni var: Son bir yılda işini kaybeden insanlar! Onları düşünüp susuyorum. Fakat, bu bir gerçek; güneş gibi. Global Kriz olmasaydı kimse bu kadar sıkıntıya sokmazdı kendisini. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye ihracatçıların büyük bir teşekkür borcu var. Da... millet olarak hepimiz yapmalıyız esasında bu teşekkürü. Görev anlayışının çok ötesinde bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiler çünkü. Gönüllü olarak koşturuyorlar. Üstüne üstlük Zafer Çağlayan baypaslı. Buna rağmen müthiş bir performans gösterdi. Amerika'dan Çin'e, Rusya'dan Güney Afrika'ya gitti TİM heyeti. Ülke ülke, şehir şehir dolaştılar. Yoksa, ihracat (+) artıya geçer miydi? Geçmezdi tabii. Türk insanı zoru başarmayı seviyor. Yapısı böyle. İhracatın artışında en büyük pay kime ait? Komşu ülkelere. Burnumuzun dibindeki pazarlar yani. Şimdiye kadar neden aklına gelmedi ahalinin? Yumurta kapıya gelmemişti de ondan. Gelince, yaptılar; hem de en âlâsını yaptılar. Gelelim Van'a. Van için söyleyeceğim çok şey var ama ne vaktim, ne de yerim müsait o söyleyeceklerimi söylemeye. Bir başka sefere inşallah, deyip; önem verdiğim bir konuya temas ederek kapatayım mevzuu. Vanlı, yaşamasını biliyor. Yeme içmesini de. Fakat, öğrenmesi gereken bazı önemli şeyler de var. Hepsini anlatacağım, bekleyin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.