Bir asansörün kaza yapma ihtimali 12 milyonda birmiş. Dünyada 10 milyon asansör var ve asansörün ömrü insan ömründen uzun. Bu veriler dikkate alındığında dünyada bir asansörün dahi kaza yapması uzak bir ihtimal ama konu Türkiye olunca durum değişiyor.
Asansörün kaza yapmaması için tek bir şart var; o da montajının doğru ve periyodik kontrollerinin vaktinde yapılması...
Bugün az katlı binalarda da çok katlı binalarda da asansör kullanılıyor ve milyonlarca insan bu araçlardan istifade edip kazasız belasız işine ya da evine ulaşıyor.
Bizim ülkemiz, "deve" misali doğruları az olan bir ülke maalesef. Türkiye'deki asansör mevzuatı Avrupa Birliği Mevzuatı ile bire bir uyumlu. Orada bir problem yok. Hatta Avrupa'da iki senede bir kamu denetimi varken, Türkiye'de denetimin senede bir yapılması hükme bağlanmış.
İyi de kaza niye oluyor? Zurnanın "zırt" dediği yer burası işte. Biz mevzuatı yazıp rafa kaldırıyoruz. Halbuki asansörün üretiminden montajına, kullanımından bakımına kadar birçok safha var ve her birisi diğerinden önemli.
Avrupa'da 3 milyon 500 bin asansör varken; üretici firma sayısı 500. Türkiye'de 250 bin asansör var; üretici sayısı; 3 bin 500! Önüne gelen asansör üretiyor.
Asansör üretimi başlı başına bir mesele. Fonksiyonları, cinsi, kapasitesi... hepsinin planlanması ve ona göre üretilmesi gerekiyor. Üretim bittikten sonra testten geçiriliyor ve monte ediliyor. Bu safhaların hepsinin ayrı özelliği ve önemi var. Hadi bunlar doğru yapıldı diyelim. Yetmez. Kontrollerinin zamanında yapılması da şart. Bu kontrolü üretici firma ile yapılan sözleşmeyle yapmak da mümkün, başka firma ve kurumlarla yapmak da. Ayrıca asansörü kullanan işletme ya da konut yönetiminin de kontrol etmesi gerekiyor.
Asansörün bakımı ne kadar doğru yapılıyorsa, emniyeti de o oranda güvenilir oluyor yani. Avrupa'da bu iç denetimler öyle ileri gitmiş ki, her sene kamu denetimi yapmayı lüzumsuz görmüş ve iki senede bir uygulamaya başlamış adamlar...
Mecidiyeköy'deki rezidans inşaatında meydana gelen ve 10 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan kazaya gelince; insanın kanı donuyor. Herkes birbirini suçluyor. İdeolojik çamur atmalarla konu siyaset arenasına çekilmeye çalışılıyor. İhmal ya da kusur arayan yok. Varsa yoksa siyasi şov! Bu durumda kusur tespiti mümkün olur mu?
İnşaat asansörünün üretimi, montajı, kontrolü farklılık arz ediyor. Montaj doğru yapıldı mı? Asansör gerekli kontrollerden geçti mi? Bunları araştırıp soruşturmak ve bu feci kazanın bir daha yaşanmaması için tedbir almak varken; siyasi mesele hâline getirmek reva mı?
13 milyar dolar yıllık ciro ve 65 bin çalışanı ile dünyanın en büyük asansör firmasından biri olan OTİS'in Başkan Yardımcısı Bora Gülan ile görüştüm. Gülan, "İnsanların konutlarında ya da iş yerlerinde kullandıkları asansörün cinsi ve kalitesini sorgulamadıklarını tespit ettik" dedi.
Ne büyük hata. Can taşıyan bir aracın kalitesini sorgulamıyoruz! İnşaat maliyetinin yüzde 3 ila 6'sı asansörden geliyor. Yüzde 3'lük bir maliyet için değer mi?