Avrupa ve biz

Hani Avrupa krizi Yunanistan ile sınırlı kalacaktı? Bak İspanya da çatırdadı. Arkasından İtalya gelirse kimse şaşırmasın! Piyasalar oldukça tedirgin! Yüksek faizli borçlanmanın ayak sesleri bunlar; nasıl tedirgin olmasın?! Avrupa yavaş yavaş Güney ve Kuzey Avrupa olmak üzere ikiye bölünüyor. Güney Avrupa ülkeleri malum bir ucu Akdeniz Çanağında olan ülkeler ki, yeme içme ve eğlenceye olan düşkünlükleriyle ünlü bu ülkeler. Kuzey Avrupa ülkeleri ise gün battı mı yatan, gün doğdu mu işinin başında olan disiplin timsali ülkeler. Başta Almanya olmak üzere, Kuzey Avrupa ülkeleri Güney'i disipline davet ediyor. Daveti de geçti baskı kuruyorlar. Da... o baskıyı ciddiye alan kim? Güney Avrupa ülkelerinde eğlence hayat tarzına dönüşmüş; değişmesi pek mümkün gözükmüyor. Fakat bir yere kadar! Göz yummanın da bir haddi hesabı var. O raddeye geldi mi kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Güney'e illaki bir fatura çıkarılacak ve bu "vur patlasın, çal oynasın" tavrının faturasını ödeyecek Güney Avrupa mutlaka! Almanya Avrupa'nın liderliğini eline geçirdi bile. Eskiden Fransa, "ben de varım" der ve yarıştan kopmamak için elinden geleni ardına koymazdı ama şimdi yok o gücü. Siyasi ve ekonomik kriz Fransa'yı yarıştan düşürdü. Almanya tüm Avrupa'yı belki disiplin altına alamaz ama kontrol altına alacağı kesin. Avrupa da öyle ya da böyle ödeyecek bu krizin faturasını. Peki, kime çıkacak? Görünen o ki, çalışana çıkacak o fatura! Sosyal güvenlik hakları budanıyor bir kere. Eski günler yok artık. Hem de bir daha geri gelmemecesine yok. İşsizlik sigortasının da eskisi gibi olmayacağı kesin. Hem kamu, hem özel sektör krizi fırsat bilip atıyor üzerindeki bu yükü. Gelelim Türkiye'ye.?Türkiye ne yapacak? Avrupa ülkelerinin borçlanma maliyetleri gün geçtikçe artıyor. Bu durum Türkiye'yi de etkileyecek hiç şüphesiz. Hem borçlanması zorlaşıyor, hem de finansman maliyetleri yükseliyor. Bunlar birer gerçek ama bir gerçek daha var. Türkiye bu riski çok önceden gördü ve gerekli tedbirleri aldı. Finansman gerektiren yatırımların önemli bir kısmı askıya alındı bir kere. Yabancı sermayeyi?çekmeyi?hedefleyen?yeni?"Teşvik Paketi" tam zamanında devreye sokuldu. "Yastık altı"nı ekonomiye kazandırmak için alınan kararlar?var?bir?de.?Altın?artık sandıkta değil bankalarda saklanıyor, ekonomiye kazandırıldı yani. Ayrıca, tasarrufa vergi indirimi getirildi. Bireysel emekliliğe sağlanan yüzde 25'lik devlet katkısı da?önemli bir?karar.?Bu karar sayesinde hem tasarruf sahibi, hem devlet ve hem de emeklilik sigorta şirketi kazanır.?Ki, doğru olan da buydu. Bir de uzun vadeli sonuçları var bu yaşananların. Onu da göz ardı etmemek lazım. Avrupa Almanya'nın kontrolünde tek liderli bir bölge oluyor mesela. Orta Doğu ise Türkiye'nin liderliğinde yeni bir kimlik kazanmaya çalışıyor. Bu gelişmeler, dünyanın bir yandan ekonomik değişim yaşarken bir yandan da siyasi yapılanma içinde olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Türkiye'nin oyunu doğru oynamaya devam etmesi lazım.