Avrupa'da kaybettiklerimiz!..

A -
A +

Hani bazen insan istemese de, "delik büyük fakat yama küçük" durumuyla karşı karşıya gelir ya. Batı'nın durumu da o misal; ne yapsa deliği kapatamıyor. Daha fenası, delikler büyüdüğü gibi sayıları da artıyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin durumu ise hepten içler acısı. 27 üye ülkeye sahip olan AB'nin hemen her ülkesi problemli. Bütçesi ise 141 milyar euro. Ki, dişinin kovuğunu doldurmaz! Bu da AB'nin "ayağını yorganına göre uzatma" pozisyonuna geçmesini zaruret haline getirdi. Öyle de yaptı. Yapsın bana ne? De... ucu bize dokunuyor! Türkiye de etkileniyor bu durumdan. Ne gibi etkileri olur, derseniz cevabını Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen'den alalım isterseniz. "Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatı azalır bir kere" dedi Şen. Hiç de sevimli bir haber değil doğrusu. Fakat, gerçek! Gerçeği görmezden gelecek değiliz ya! Görelim ki, ona göre tedbir alalım. Avrupa Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı. O pazar küçülüyorsa, başka bir pazarı büyütmenin yolunu bulması lazım. O da yapılıyor zaten. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan gece gündüz demeyip koşturuyor, "yeni pazarlar bulmak" için. Hakeza TİM. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi başta olmak üzere hemen her kesim üzerine düşeni eksiksiz yerine getiriyor. Bir de TUSKON var tabii. TUSKON'un Türkiye ihracatına verdiği katkıyı görmezden gelmenin imkânı var mı? Yok! Takdire şayan bir performans sergiliyor çünkü bu kurum. Oldukça verimli de. Faruk Şen, Avrupa'dan gelen turist sayısında da azalma olacağına dikkat çekti. Eh, o da pek problem değil. Rusya'dan gelen turist sayısı artıyor. Ayrıca başta İranlı olmak üzere Orta Doğu'dan gelen turistlerle lebalep doluyor tesisler. Çin ve Hindistan halkı var bir de. Onlar daha yeni başlıyor dünyayı gezip görmeye. Hele bir tadını alsınlar, vazgeçemezler Türkiye'den. Prof. Şen'in bir endişesi de Avrupa'da yaşayan Türk işçilerinin geri dönmesi meselesi. Eh, bu da bir faktör tabii. De... Türkiye o dönemi geride bırakalı çok oldu. Avrupa'da yaşayan Türklerin çoğu iş adamı oldu. Ticaret yapıyorlar. Şimdi yatırımcı da oldular. İster istemez oldular çünkü Avrupa nüfusu yaşlandı. İşi alıp götürecek çocukları da yok. Dolayısıyla aile şirketlerinin önemli bir kısmı ya el değiştirmek, ya da başkasına devredilmek gerçeğiyle yüz yüze geldi. Prof. Dr. Faruk Şen'in yaptığı bu analiz, Türkiye'nin karşı karşıya gediği gerçeği gösteren tam bir fotoğraf. Türkiye bütün bu gelişmelere karşı az ya da çok tedbir aldı. Fakat Şen'in dikkat çektiği bir husus var ki, Türkiye o konuda gerekli stratejiyi geliştirmedi. Yatırım! Türkiye daha fazla Batılı yatırımcı çekmeliydi onu yapamadı. "Bundan sonra daha az gelir yabancı yatırımcı" dedi Şen. Türkiye'nin ne yapıp edip bu konuya bir çare bulması lazım. Yatırımcıya şiddetle ihtiyacı var çünkü!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.