Aydın kim ki, özür dilesin?

A -
A +

Tür­ki­ye'nin hiç işi kal­ma­mış gi­bi bi­ri­le­ri, "Er­me­ni­ler­den Özür Kam­pan­ya­sı" baş­lat­tı. Kim o bi­ri­le­ri? Ay­dın­lar! Bu özür kam­pan­ya­sı­nın an­lam­sız­lı­ğın­dan ön­ce "ay­dın"ı tar­tış­mak la­zım. Ay­dın; bil­gi ve viz­yo­nuy­la, "top­lu­ma yön ve­ren" de­mek­tir esa­sın­da. An­cak, Türk top­lu­mu­nun ha­fı­za­sın­da bu kav­ram, "top­lu­mun ka­fa­sı­nı ka­rış­tı­ran" mü­na­se­bet­siz­ler gü­ru­hu şek­lin­de yer al­mış­tır hep. Özür di­le­ye­nin geç­miş­te bir ha­ta iş­le­me­si, bir öz­rü ol­ma­sı la­zım. "Türk top­lu­mu Er­me­ni­ler­den özür di­le­sin" der­ken bu söz­de ay­dın­lar ne­yi kas­te­di­yor­lar aca­ba? 1915'de­ki "teh­cir" ola­yı­nı de­ğil mi? Ge­lin, bi­raz bu ola­yı ir­de­le­ye­lim. 1900'lü yıl­la­ra ge­lin­di­ğin­de Os­man­lı İm­pa­ra­tor­lu­ğu çe­pe­çev­re sa­rıl­mış du­rum­da. "Has­ta Adam" de­ni­yor ama et­ra­fın­da dok­tor­dan çok, kar­ga var; "Öl­se de etin­den bir tu­tam al­sak" di­ye ka­nat çır­pan. O gü­ne ka­dar Er­me­ni, Os­man­lı'nın "Mil­let-i sa­dı­ka" te­ba­ası. Za­na­at on­lar­da. Ti­ca­ret on­lar­da. Pa­ra on­lar­da... Os­man­lı on­lar­dan mem­nun; on­lar Os­man­lı'dan. Fa­kat, Os­man­lı zor du­rum­da. Er­me­ni­le­ri bir ka­rar ver­me­ye zor­lu­yor bu du­rum. Os­man­lı Dev­le­ti'ne sa­dık ka­lıp "Her ha­lü­kâr­da be­ra­be­riz" mi di­ye­cek­ler? Yok­sa, "Sen na­sıl ol­sa gi­di­ci­sin, hiç ol­maz­sa ben ken­di­mi kur­ta­ra­yım" mı? Et­raf, "Gel ba­na, gel ba­na" di­yen ül­ke­ler­le do­luy­ken hem de. Rus, İn­gi­liz, Fran­sız... hep­si "gel, gel" di­yor. Se­ne 1915. Tür­ki­ye her cep­he­de çar­pı­şı­yor. Dış düş­man­la çar­pış­tı­ğı yet­mi­yor­muş gi­bi içe­ri­de de müt­hiş bir kav­ga var. Her ka­fa­dan bir ses çı­kı­yor. Ay­rı­ca, Os­man­lı ba­si­ret­siz yö­ne­ti­ci­le­rin elin­de ve hız­la uçu­ru­ma sü­rük­le­ni­yor. İt­ti­hat ve Te­rak­ki! Ta­lat Pa­şa!.. Er­me­ni te­ba­anın bir kıs­mı Rus­lar­la iş bir­li­ği yap­ma­ya ka­rar ve­ri­yor. İn­gi­liz ve Fran­sız pro­pa­gan­da­sın­dan et­ki­le­ni­yor­lar ve ar­dın­dan Os­man­lı'dan ko­puş baş­lı­yor. Ge­le­cek en­di­şe­le­ri var çün­kü. Os­man­lı ne yap­sın? Cep­he­de vu­ruş­ma­ya da­hi ta­ka­ti yok, iç den­ge­yi na­sıl ko­ru­sun? Er­me­ni­ler her an ar­ka­dan vu­ra­bi­lir. Vu­ru­yor da za­ten. Ça­re: Teh­cir! Er­me­ni­ler yurt dı­şı­na çı­kın­ca, kos­ko­ca bir "ti­ca­rî kül­tür"ü de be­ra­ber­le­rin­de gö­tür­dü­ler. Bu da Tür­ki­ye'nin kay­bı ol­du ta­bi­i. De... ta­bi­at boş­luk ka­bul et­mi­yor. Baş­ka bir te­ba­a he­men dol­du­ru­ver­di o boş­lu­ğu. İz­mir ve nis­pe­ten İs­tan­bul'a sı­kı­şıp kal­mış olan Ya­hu­di azın­lık, fır­sa­tı de­ğer­len­di­rip hız­la Ana­do­lu'ya ya­yıl­dı ve ti­ca­rî alan­da söz sa­hi­bi ol­du. Er­me­ni­le­rin tu ka­ka edil­me­sin­de on­la­rın ne ka­dar ro­lü var, bu ko­nu­ya gir­me­ye­ce­ğim ama Er­me­ni çı­kı­şı­nın on­la­rın ek­me­ği­ne yağ sür­dü­ğü bir ger­çek!.. 1915 ön­ce­si ve son­ra­sı­na ba­kan her ki­şi, o ta­rih­ler­de sa­de­ce Er­me­ni­le­rin ve­ya baş­ka te­ba­anın ezi­yet çek­me­di­ği­ni he­men gö­re­cek­tir. Azı­cık ta­rih bil­gi­si olan her­kes, Ta­lat Pa­şa'nın ha­ta­la­rın­dan do­la­yı Türk­le­rin Do­ğu Ana­do­lu'da na­sıl te­lef ol­du­ğu ger­çe­ği­ni tes­lim ede­cek­tir. On­la­rın ız­dı­ra­bı Türk'ün acı­sı ya­nın­da de­ve­de ku­lak­tır. De­ve­de ku­lak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.