Dünyanın siyasi ve sosyal yapısı değişiyor. Önümüzdeki senelerde 30 milyar akıllı şey olacak dünyada. Bunun 8 milyarı insan, gerisi hizmet ve ürün. Bu şartlar altında ekonomi değişmez mi? O da değişiyor.
Endüstri devleri o akıllı şeyleri üretmek için kolları sıvayalı seneler oldu. Telekomünikasyon, yazılım, iletişim, bilişim yatırımına hız verdiler. Bir de tabii enerji ve savunmaya. Dünyanın geleceği bunlar çünkü. Ayrıca bu sektörlerin katma değeri de çok yüksek. Peki Türkiye neresinde bu değişimin?
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği iki gün önce Bolu Gazelle Otel'de bir araya gelip "sektörün geleceği"ni tartıştı. Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever başta olmak üzere ilgili bürokratların ve sektör temsilcilerinin hepsi oradaydı. Müthiş bir "beyin fırtınası" estirildi.
De... sonuç ne? Bu sorunun iki cevabı var. Bir... Dünya geçen sene savunmaya 1 trilyon 753 milyar dolar harcadı. Müthiş bir pazar yani. Bilişim pazarı ise 2 trilyon 500 milyar dolar. Bu rakamlar, dünyanın hem bilişime ve hem de savunmaya büyük yatırım yaptığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye geçen sene 1 milyar 10 milyon dolar tutarında savunma sanayi ürünü ihraç ederek; pazardan binde 5 pay aldı. Bilişim pazarındaki payı ise binde 8. Moral bozucu bir durum!
İkinci açıdan bakıldığında ise ümit verici bir durum söz konusu. Türkiye'nin savunma sanayi harcaması 18 milyar dolardı geçen sene. Sektörün Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacını karşılama oranı 2003 yılında yüzde 25 idi. Bugün bu oran yüzde 51. Bu kendiliğinden olmadı tabii. Ar-Ge yatırımları arttı da öyle oldu. Geçen yıl Türkiye Ar-Ge'ye 772 milyon dolar yatırım yaptı ve ihraç ettiği savunma sanayi ürününden kilogram başına 18 dolar katma değer elde ederken, 70 dolar elde etmeye başladı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 60'ı buldu.
İnsansız hava aracı ANKA ve Atak helikopter projesi başarıyla yürütülüyor. Radar gözlem uydusu, muharebe tankı ve tanksavar projeleri de öyle; kimi hayata geçti, kimi geçmek üzere. Piyade tüfeğinde de önemli bir gelişme oldu ve tüm testleri başarıyla tamamlayan millî tüfek 2014'te seri üretime geçiyor. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, MKE ve Kale Kalıp tarafından üretilecek olan piyade tüfeğiyle TSK'nın tüm tüfek envanterinin değiştirileceğini bildirdi ve "10 sene içinde bunların tamamını yenileyeceğiz" dedi.
Bu iki fotoğrafa bakıp Türkiye'nin nerede olduğunu görmek mümkün. İyi tarafı; fotoğrafın verdiği mesajı hem kamu ve hem de özel sektörün çok iyi okuyor olması. Türkiye'de savunma sanayi, en fazla Ar-Ge yatırımı yapan ve teşvik alan sektör durumunda. 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat hedefi var ayrıca sektörün.
Son söz: Türkiye bağımsız olmak istiyorsa, bunun yolu savunma sanayine yatırım yapmaktan geçiyor. Para kazanmak için de öyle.