Bakan şaşırtan ceza

A -
A +

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın en belirgin özelliği, "mantıksız" iş ve icraatlara verdiği tepkidir sanırım. Yazıcı ile önceki akşam iftar yemeğinde birlikteydim. Karşınızdaki Gümrük Bakanı ise konu "gümrük" oluveriyor ister istemez. Mevzu "gümrük" olur da "kaçakçılık" konuşulmaz mı? Çay ve sigara kaçakçılığına kadar ne varsa konuştuk tabii. Şurası bir gerçek ki, gerekli tedbirler alındıkça kaçakçılık azalıyor. En fazla da yolcunun "şahsi ihtiyaç" maddesi gibi beraberinde getirdiği bu ürünleri satması şeklinde görülüyor ki, önlenmesi hayli zor. Ama Yazıcı ciddi tedbirler aldıklarını söyledi. Daha ziyade günübirlik giriş- çıkışlar sıkı denetleniyor ve 3 günden erken giriş-çıkış yapan yolcunun yanında çay ve sigara getirmesine izin verilmiyormuş. Hakeza akaryakıt kaçakçılığı. Eski o koca depolar tarihe karıştı. Belli bir standart getirildi TIR ve kamyonların mazot depolarına. Ama yine de kaçak akaryakıt girmiyor değil ülkeye; giriyor! Kaçak akaryakıt satanlara cezalar da ağırlaştı fakat niyeti suistimal olan kişi; kanunun da buluyor bir açığını. Diyelim ki bir akaryakıt istasyonunda 8 pompa var. Bunlardan ikisinin kaçak akaryakıt satışı yaptığı tespit edildi. O akaryakıt istasyonunun satıştan men edilmesi gerekir, değil mi? O yapılmıyormuş işte. Hangi pompa kaçak akaryakıt satıyorsa o pompa satış dışı bırakılıyormuş. 8 pompanın 2'si mühürleniyor, 6'sı devam! Hayati Yazıcı bu uygulamanın kendisini çok şaşırttığını söyledi ve "Bu ceza caydırıcı olmaktan çok uzak" dedi. Gümrüklerde öyle değilmiş mesela. "Antrepoda mevzuata aykırı bir işlem gördüğümüz taktirde antrepo iznini iptal ediyor, mühürlüyoruz." dedi Hayati Yazıcı. Adı üstünde "kaçak" kanunda yeri yok bir kere; suç. Ekonomik dengeleri bozması, haksız rekabete neden olması ve sosyal hayatı tersine çevirmesi de cabası. Da... bu iş Doğu Anadolu insanının geçim kapısı olmuş. O da ayrı bir gerçeği ülkenin. Suriye, Irak ve İran sınırında kaçakçılık olduğunu hepimiz biliyoruz. O bölge insanının geçimini bu yolla sağladığının da farkındayız. Eee, kime ne demeli? Vatandaşa "kaçakçılık yapma" demek, "öl" demekle eş anlamlı bir yerde. "Kaçakçılık yap" da denmez tabii. Orta yolu bulmak lazım. Hayati Yazıcı Türkiye-Irak sınırında ticaret merkezleri oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Sınır Ticaret Merkezleri (STM) kurulur ve bu yerler hukuki statüye kavuşturulursa Uludere olayı yaşanmaz bir daha. Hayati Yazıcı bu konuda ciddi çalışmalarının olduğunu belirtti ve Van-Gülyazı ile Hakkari-Derecik merkezli olacağını söyledi bu STM'lerin. Bu merkezlerin kurulması hem vatandaşı ve hem de devleti temize çıkaracaktır hiç şüphesiz. Ovaköy ve Aktepe'de iki yeni gümrük kapısı daha açmayı da planlıyorlarmış. Ki, aliyül-ala. Komşu ülkelerin birbiri ile ticaret yapması kadar normal ne olabilir ki? Yunanlı geliyor Edirne'den alışveriş yapıyor. Neden Güneydoğu'daki sınırlarda olmasın bu. Sistem kurulursa olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.