Yaptığım Antakya seyahatini, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ile birlikte geçirdim. Hazır bulmuşken; kafamdaki soruyu sordum kendisine. Sanayici "Bankalar bize haksızlık ediyor. Varsa, yoksa kendi kârları" diye feryat ediyor. Bankacılar ise, "Kredi verecek firma arıyoruz. Alan yok" şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Kim haklı? "Sanayici haklı" dedi Karadere. "Krizden darbe yemiş. Finansmana ihtiyacı var. Kredi istiyor. Biz de bankamıza mevduat yatıran mudimize olan sorumluluğumuzu düşünüp 'teminat getir' diyoruz." Koyun can, kasap et derdinde durumu yani. Bu söylediğim geride bıraktığımız bir senelik sürecin fotoğrafı. Şimdi yok bunların çoğu. En azından azaldı. Taraflar önünü daha iyi görme imkanına kavuştu. Krizden çıkış süreci başladı çünkü. Alınan tedbirler de rahatlattı elbette ki firma ve bankaları. Kredi Garanti Fonu (KGF), mesela. Firma iyi fakat teminatı yok. İpotek veremiyor. Bu gibi durumlarda, KGF devreye giriyor ve riskin yüzde 65'ini garanti ediyor. Eh, geriye kalan yüzde 35'i de banka göze alıyor ve firmaya istediği krediyi veriyor. Bir de KOSGEB'in Kasım ayından itibaren devreye sokacağı krediler var. Sel felaketinin ardından başlatılan "Acil Destek Kredisi" bunlardan biri. Sel mağduru işletmelere 300 bin TL kredi veriyor ve hem de sıfır faizle. Hakeza, "Esnaf Kredisi." 100 bin esnafın faydalanacağı bu kredi de önemli. Toplam 2.5 milyar TL tutarındaki para küçük esnafa kullandırılıyor ve faizin yüzde 75'ini KOSGEB karşılıyor. Ayrıca, GAP illerine verilecek olan 300 bin TL'lik makine, teçhizat kredisi var. Bu kredinin de yüzde 75'ini karşılıyor KOSGEB. KGF ve KOSGEB kredileri küçük esnaf ve KOBİ'lere nasıl can simidi olmuşsa, bankacılık sektörüne de aynı şekilde taze kan oldu. Fakat, bankaların geçmişte elde ettiği kârlılığı önümüzdeki senelerde yakalaması oldukça zor. Faizler düştü çünkü. Hazine Bonosu'na yatırım yapıp para kazanmak devri bitti. Başka enstrümanlar üretmeleri lazım. Nazif Karadere, Garanti Bankası'nın ürettiği enstrümanları anlatırken; şunları söyledi: Bankalar 2007 ile 2008 temmuz aylarında 99 milyar TL kredi kullandırdı. 2008 ile 2009'un aynı döneminde ise 77 milyar TL'de kaldı bu miktar. Yüzde 20 daralma oldu yani. Garanti Bankası'nda bu oran yüzde 8'ler civarında kalmış. İşletmelere kredi kullandırmada cimri davranmamış yani. KOBİ ve küçük esnafa verdikleri kredilerde de düşüş olmamış. Bankacılık sektörünün KOBİ'lere kullandırdığı kredilerdeki geri ödememe oranı yüzde 7.8 iken Garanti Bankası'nda yüzde 3.8 bu oran. Bir banka için elbette ki, başarı. Karadere, önemli bir şey daha vurguladı. Son aylarda firmaların kredi talebinde yüzde 10 büyüme varmış. Yatırım isteğindeki artışı burada da görmek mümkün. Konut sektörünün kredi talebi devam ediyor. Hem fiyatlar düştü, hem de faiz. Neden etmesin? Karadere, bu talebin birkaç misli daha aratabileceğine işaret etti. Kriz döneminde otomotiv, tekstil ve demir çelik sektörü büyük yara aldı ama gıda ve turizm fena sayılmaz. Garanti Bankası Logo ile anlaşma yapmış. Logo firması işletmelere yönelik muhasebe programı üreten bir yazılım firması. 150 bin müşterisi var. Logo'nun muhasebe programına Garanti'nin bankacılık programı birleştiriliyor ve bu sayede şirketlere hem muhasebe kayıtlarını, hem de banka muamelelerini takip etme imkânı veriliyor. Yeni sistemin adı Go-Garanti.