Daha dün bitti. Dünyanın dört bir bucağından gelen ve yaklaşık 20 trilyon dolarlık yatırım fonu endüstrisini temsil eden 60 fon yöneticisi İstanbul'da toplanmıştı. 1-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen Uluslararası Yatırım Fonları Birliği (IIFA)'nın 20. Genel Kurul Toplantısı'na Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı Gürman Teyfik ev sahipliği yaptı. Teyfik bir senedir IIFA Başkanlığını da yürütüyor. Para bu; ürkektir! Dolayısıyla, paranın konuşulduğu toplantılar da sessiz ve sakin yapılıyor. IIFA da öyle oldu. Kamuoyu duymadı bile. Fakat, dünyanın sahip olduğu 40 milyar dolarlık fonun yarısını kontrol eden 60 profesyonelin İstanbul'da toplanması çok önemliydi. Hem Türkiye'nin geleceği için çok önemli, hem de İstanbul'un kültür değerleri için. Dünyanın en zenginleriyle muhatap olan bu profesyonel yöneticilerin İstanbul'u tanıyor olması, Türkiye için önemli olmaz olur mu? Her önüne gelene İstanbul'un güzelliklerini ve tarihî zenginliğini anlatacaklar mutlaka bu adamlar. Dediğim gibi hem de en kalbur üstü insanlara. Onların, "İstanbul'u gördüm. Muhteşemdi!" demesinin bu güzel şehrimiz için nasıl bir tanıtım olacağını düşünebiliyor musunuz? Gürman Teyfik onların böyle konuşması için ne lazımsa, yaptı. Daha bir sene önce, kongrenin İstanbul'da yapılacağı kararı verilir verilmez başladı bu hazırlık. Daha o gün kolları sıvayan Teyfik, bütün teferruatla ilgilendi birebir. Yöneticilerin ve onların eşlerinin nerede konaklayacağından tutun da onlara İstanbul'un nerelerinin gezdirileceğine kadar hepsini planlayıp programa bağladı. Üç gündür gündüzleri kongre, geceleri ise tur yapan bu insanlar; İstanbul'a duydukları hayranlığı ifade edecek söz bulmakta zorlandılar. O kadar etkilenmişlerdi, yani. Amerika'dan Malezya'ya, Fransa'dan Güney Afrika'ya kadar çeşitli ülkelerden gelen bu kişiler çok mutluydu. Her hareketlerinden anlaşılıyordu bu. Hele eşleri. Onların kongre derdi olmadığı için sabahtan başladılar İstanbul turuna, akşamın geç saatine kadar dolaştılar Boğaz ve Kapalı Çarşı başta olmak üzere birçok tarihî eser ve mekanı. Gerçekten çok memnun kaldılar gördükleri ev sahipliğinden ve İstanbul'dan. Kongre'nin bu sene Pekin'de gerçekleştirilmesi için Çin ne büyük kulis yapmıştı halbuki! Buna rağmen, Gürman Teyfik kendi gayretiyle tereyağından kıl çeker gibi çekip aldı bu toplantıyı. Teyfik, İş Portföy'ün genel müdürü aynı zamanda. Burada TKYD Başkan Yardımcısı Gür Çağdaş'ı da zikretmek lazım tabii. Çağdaş da Garanti Portföy Genel Müdürü ve bu kongrenin ön hazırlığında Teyfik gibi o da inanılmaz bir gayret sarf etti. Gelelim fon meselesine Biraz da fon meselesine temas edip öyle kapatalım bu konuyu... Türkiye, 16 milyar dolarlık bir fona sahip. Bu fonu bir milyon bireysel emeklilik sigorta (BES) ve diğer kurumsal yatırım fonları meydana getiriyor. Türkiye'de üç senede bireysel emeklilik sistemine giren kişi sayısı bir milyon. BES yöneticilerinin hedefi, önümüzdeki senelerde bu rakamı 4 milyona çıkarmak. Şayet bu hedef tutturulursa BES fonu bugünkü 2.5 milyar doların 5-6 katı bir meblağa ulaşır ki, 15 milyar dolarlık bir fonla Türkiye ekonomisi birçok darboğazı hiç zorlanmadan aşma imkânına kavuşur. Da, hani? 17 milyon nüfuslu Hollanda'nın 500 milyar dolar parası var bu fonda. Amerika'nın ise 10 trilyon dolar. Düşünebiliyor musunuz? ABD'nin GSMH'sı 13.5 trilyon dolar. ABD vatandaşları da neredeyse aynı miktarda fon sahibi. Türkiye böyle bir fona sahip olsaydı; bugünkü makus durumun hiçbirisi olmazdı! Ama burası Türkiye: Fon mon gibi şeylerin bizde esamisi okunmaz!.. Dünyadaki kalkınmış ülkelerin hemen hepsi bu fonlar sayesinde zenginleşmişler. Bu fonları besleyen kaynaklar ise birinci olarak SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik fonları. İkincisi, bireysel emeklilik fonları. Üçüncüsü de kurumlara ait fonlar. Türkiye'de ne emekli sigorta fonları doğru dürüst işletilebilmiş, ne de ferdi fonlar. İşletmelerin fonları ise zaten yok! El elde, baş başta bir Türkiye!