"Batı bizimle aşık atamaz"

A -
A +

Türkiye'deki hemen her sektör dünyada esen globalleşme rüzgârı ve özelleştirme furyasının etkisiyle yabancı sermayenin her nevi ile muhatap oldu. Kargo şirketleri de bunlardan biriydi. Yabancı kargo şirketleri hem Türkiye'ye gelip faaliyet göstermeye başladı, hem de Türk kargo şirketlerine ortak oldu. Faydalı bir gelişmeydi tabii bu. 15 senelik bir geçmişi olan Türk kargo şirketleri bu gelişler neticesinde hem sistemi öğrendi, hem de globalleşti. Ayrı pozitif etkilenme kara yolu yolcu taşımacılığı için de geçerli mi acaba? Bu sorurun cevabını Türkiye'nin ikinci büyük otobüs işletmesi olan Kamil Koç Otobüsleri İcra Kurulu Başkanı Sena Kaleli'den aldım. Aynı zamanda Kamil Koç'un torunu da olan Sena Kaleli, "Hayır" dedi. "Batılı şirketler kargo işini iyi biliyor ama kara yolu yolcu taşımacılığında Türk firmaları ile aşık atamazlar." Hizmet sektöründe Türkiye'nin globalleşme şansının çok yüksek olduğunu iddia eden bir kişi olan bendeniz, böyle bir fırsatı yakalayınca mevzuu biraz eşeledim tabii. Kamil Koç, Polonya'nın kara yolu yolcu taşımacılığına talip olmuş bile. "Görüşmelerimiz devam ediyor" diyen Sena Kaleli, 50 milyon nüfuslu Polonya'da yolcu taşımacılığının yüzde 90'ını devlet şirketinin yaptığını ve yakın zamanda bu şirketin özelleştirileceğini ifade etti. Yolcu taşımacılığında gerçek profesyonelliği şiar edinen ve bu prensibi sayesinde senede 7 milyon yolcu taşıma başarısı gösteren Kamil Koç'un her yönü ile profesyonel olduğunu ifade eden Sena Kaleli, "Hedefimiz 10 milyon yolcu" derken, demir yolu taşımacılığına da talip olduklarını ve belli iyileştirmeleri yaptıktan sonra devletin bu sektörden artık çekilmesi gerektiğinin altını çizdi. Devlet hava yolu şirketlerini teşvik etti ve dolayısıyla son 3-4 yıldan bu yana Türkiye'de hava yolu yolcu taşımacılığında müthiş bir patlama yaşandı. Taşımacılıkta yaşanan bu çeşitlilik, kara yolu yolcu taşımacılığını ister istemez etkiledi tabii. Sena Kaleli, bu gelişmeye karşı da tedbirler aldıklarını ve entegre taşımacılığa ağırlık verdiklerini söyledi. Trabzon'dan uçağa binen bir yolcunun Tekirdağ'a veya Bandırma'ya gideceğini düşünelim mesela. Hava yolu ile İstanbul'a giden o yolcu, Tekirdağ veya Bandırma'ya Kamil Koç otobüsleri ile seyahat etme imkânına kavuşuyor. Otogara gitme ve bilet alma zahmetine girmeden kavuşuyor hem de. Hava yolu şirketi, yolcunun otobüs biletini de kesiyor çünkü. Yolcu, havalimanına iner inmez, Kamil Koç servis aracıyla alınıp gideceği istikamete giden otobüse yerleştiriliyor. Tersi de aynı. Bandırma'daki yolcu uçak biletini Kamil Koç'tan alıp havalimanına onun araçları ile intikal edecek ve oradan da gideceği yere hiç zahmet çekmeden gidecek. Nasıl? Hizmette sınır yoktur, sözünün içini dolduran bir proje değil mi? Sektöre çekidüzen verilsin Kara yolu taşımacılığını parlak bir geleceğin beklediğini vurgulayan Sena Kaleli, "Ancak" dedi. "Sektöre çekidüzen verilmesi lazım." Kara yolu taşımacılığı devasa bir sistem. Bu doğru. Otobüs firmaları, yazıhaneler, servisler, otogarlar... birbirine bağlı geniş bir ağ. Ayrıca, insan odaklı bir sektör. Şoförün eğitimi, yazıhanedeki kişinin davranışı, ayakçı, biletçi... hepsi dört dörtlük olmalı ki, sistem iyi işlesin. Kaleli, "Maalesef, sistem iyi işlemiyor" dedi. Sistemin doğru işlemesi için otobüs firmaları kadar devlete de görev düşüyor aslında. Turizmle ilgili firmaların neredeyse hepsinde KDV aşağı çekilirken, kara yolu yolcu taşımacılığında yüzde 18'de kaldı. Sena Kaleli bu uygulamanın sektörü kayıt dışına ittiğini ve bunun da zaten kötü olan sistemi daha da yozlaştırdığını iddia etti. Ayrıca, otogar çıkışında otobüslerden alınan 50 YTL'lik otogar ücretinin de çok yüksek olduğunu belirten Kaleli, bu bedelin makulleştirilmesini istedi. Sena Kaleli, sistemin doğru kurulması halinde otobüs işletmelerinin komşu ülkelerde yeni yeni kurulan taşımacılık sektörüne yönelebileceğini belirtti. Ki, en can alıcı nokta burası. Türk firmalarının dışa açılması gerekiyor. Onun için de sistemin doğru organize olması şart.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.