Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde Bayburt'u anlatırken, "Bayburt'ta 11 ay 29 gün kaldım. Kış bitmemişti" kaydını düşüp sonra da; "Acaba, yaz geldi mi" diye soruyor. Abartılı bir ifade belki ama gerçek payı da yok değil hani. Bayburtlular, Evliya Çelebi'nin bu sözünü biraz daha yumuşatıp "8 ay beyaz. 3 ay ayaz, bir ay yaz" diye tanımlıyorlar memleketlerinin halini. Fakat, şimdilerde Bayburt değişiyor. İklimiyle, insan kaynaklarıyla, ekonomik yapısıyla değişiyor hem de. Rüzgar, o eski şiddetiyle çarpmıyor bir kere Bayburtlunun yüzüne. Son dönemde 3'ü biten 7 gölet inşa edilmiş mesela. Bu göletler iklimi yumuşatıp daha ılıman hale getirmiş. Bağ ve bostanlar sulanıyor artık. Dolayısıyla, tarımda ciddi bir uyanma var. Hayvancılık da öyle. 4-5 çiftlik var ki, büyükbaş hayvan besiciliğinde oldukça iddialı. Bayburt Valisi Kerem Al, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak ve Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ile oturup Bayburt'ta neler olup bittiğini konuştuk uzun uzun. Bu üçlü, STK'lar ve diğer kamu kurumlarıyla el ele verip şehrin kalkınma stratejisini çıkarmışlar. Organik tarım, hayvancılık ve yayla turizmi Bayburt'u uçurmaya namzet sektörler olarak çıkmış ortaya. Hakeza, Bayburt taşı. Müthiş bir potansiyeli var Bayburt taşının. Mermer de öyle. Vali Al, sanki müteahhit; o şantiye senin, bu gölet benim koşturuyor. Vali koşarsa, kaymakam uyku bile uyuyamaz. Bayburt şimdi o dönemini yaşıyor. Bir zamanların terk edilmiş kenti, şimdi uykudan uyanmanın heyecanı ile kıpır kıpır. Ekonomide de var tabii aynı uyanış. Hele tarım. Adeta patlama yaşanıyor tarım sektöründe. Taş kırma makineleri harıl harıl çalışıyor. Taşı temizlenen tarlalar ekiliyor. Toprağın verimliliği bire üç artmış. Susuz toprak sulanıyor. Bayburt fasulyesi malum çok lezzetli. Artık, sadece şehrin ihtiyacını karşılamak için ekilmiyor, ihraç da ediliyor. Çoruh Nehri ve vadisi, bölge insanı için şimdi daha bir anlamlı. Su, taşıp çevresine zarar veren bir unsur olmaktan çıkıp medeniyetin sembolü haline gelmiş. Kontrol ediliyor çünkü. Boşa akan su yok; damlası dahi değerlendiriliyor. Vadi de öyle. Her metrekaresi değerlendiriliyor. Kimi yer tarıma ayrılmış, kimi yer mera olarak değerlendiriliyor, kimi yer ise yonca ve mısır ile hayvancılığa imkan veriyor. Yayla turizmi ise başlı başına bir geçim kapısı. Kop ve Soğanlı dağlarında sayısız yayla mevcut. Ayrıca, krater gölleri de var bölgede. Bütün bu değerler bir araya geldiğinde müthiş bir potansiyel çıkıyor ortaya. Vali Al, bu potansiyeli ekonomik hale getirmeye çalışıyor şimdi.