Bayrağın ne demek olduğunu bilmezlerden değilim, bayrak sevgisini de biliyorum fakat son günlerde bayrak adına bir bardak suda estirilen şu fırtına yok mu, bir türlü anlayamıyorum!.. Nevruz kutlamaları esnasında -ister çocuk deyin ister yetişkin- birisi Türk bayrağını yere çalıp üzerine bastı ve bütün ülke ayağa kalktı. Varsın yapsın, varsın bassın! demiyorum gayet tabii. Bu çirkin saldırıya hoşgörülü olalım da demiyorum ama bunca gürültü niye? Ülkenin yetkili ağızları hep bir ağızdan kınama mesajları yayınladı. İktidar ve muhalefet liderleri bir araya gelip birlik beraberlik görüntüsü verdi. Televizyon kanallarının ekranlarında bayrak dalgalandı. İş yerleri, meskenler bayrak astı. Ayranı kabaran vatandaş bayrağa sarınıp kendini sokağa attı. Eee, sonra? Tıs!.. Türk milletini gölgesinde barındırıp bizi millet yapan o şerefli bayrağın alelade bir zibidiyle mukayese edilmesini aklım hafsalam almıyor bir türlü. 'Bir tek o kişi değil ki, onun ardında başka güçler var!' denilebilir. Bir an için doğru kabul edelim bu faraziyeyi. Onlar da bir avuç kendini bilmez nihayetinde. Değmez bunca seferberliğe!.. Bütün bu duygu ve düşüncelerimi yazmamın esas sebebi şu. Bayrak, kutsal bir değer. Onun uğruna tabii ki kanımızı akıtmaktan çekinmeyiz. De, olur olmaz her konuda bayrağa sarılmayı yine de doğru bulmuyorum. Ateşle oynamak gibi bir şey bu. En son yapılacak olanı en başta yapmak; çok afedersiniz ama bana biraz ahmaklık gibi geliyor. Şayet konu ısınıp bayrak mevzuuna kadar gelmişse, bıçak kemiğe dayanıp kılıç kından çıktı demektir. Ahali, kılıcı sallayacak düşman ister. Hedef gösterdin gösterdin, gösteremedin yandın! Öfkeli kalabalık kontrolden çıkmışsa ne yapacağı belli olmaz. Milli duyguları böylesine kabarmış coşkulu milyonların önüne bir çocuğu koydun mu olmaz. 'O kadar da değil, canım!' demeyin bana. Geçmişe şöyle bir bakarsanız, binlerce misalini görürsünüz bunun. Ne yalan söyleyeyim, iki zibidi için koca bir milletin ayağa kaldırılmasını ziyadesiyle yadırgadım. Tepki gösterisine bir şey dediğim yok ama bu kadar abartmaya da pes doğru. Dağ fare doğurdu. Haa, bu provokasyonların Nevruz kutlaması veya DEHAP'ın çok daha ötesinde olduğunu iddia ediyorsanız; orada dur arkadaş. Bu gibi olayların olacağı daha 1 Mart günü yaşanan "Tezkere Oylaması"nda belliydi. Ayrıca, bu gibi hadiselerin tekrar gündeme geleceği hususunda dikkatli olmak da lazım. Büyük devletler ile oynarken bin kere daha soğukkanlı ve itidalli olmak gerekiyor! Meseleleri masaya yatırıp ne kazanacağımız ve ne kaybedeceğimizin muhasebesini yapmadan milletin eline bayrağı verip sokağa dökecek olursak; çok zarar edeceğimizden korkarım. Yarın bir başkası, başka bir sebepten bayrak açacak olursa ne yapacağız biz? "Birileri" Türk milletinin en hassas noktasına basıp şöyle bir hoplatmak istiyor ve biz de onların ekmeğine yağ sürüyorsak; olur mu? > MI ACABA?!. Sokağa çöp atana 100 YTL para cezası geliyormuş... Sanki bir yerde sokak varmış gibi! * Boğaziçi Köprüsü'nü depreme karşı güçlendirmesi beklenen Karayolları işe kendi sosyal tesisinden başlamış... Ne var bunda? Önce can sonra canan!