Bayram, hak edene bayram

Bugün bayram. Ramazan Bayramı'nın ilk günü. Ramazan-ı şerifte oruç tutmuş olanların ödüllendirildiği gün bugün. Hak edenlere mübarek olsun. Ramazan öyle bereketli ki, bire on veriyor. Her ibadet on kazandırıyor sahibine. Bir de Kadir Gecesi var tabii; bin aya bedel. Sadece bir meseleye dikkat çekmek için yaptım bu girizgâhı. Oruç ve kefaret. Bir mazeretiniz oldu ve o günkü Ramazan Orucunu tutamadınız diyelim. Problem değil. Müsait vaktinizde kazasını yapıp bu borçtan kurtulursunuz. Fakat, niyet ettiğiniz halde yemiş veya orucu bozan başka bir eylemde bulunmuşsanız, çare yok; kefaret orucu lazım. Ne oldu da bire bir olan ceza birden 60'a çıktı? Ortada verilen bir söz var da ondan? "Ben bugünkü orucu tutmaya niyet ettim" diye söz verdi. Kime Allahü tealaya. Ve, tutmadı. 60 kat ceza. Buradaki ceza oruç tutmama cezası değil, verilen sözü yerine getirmeme cezası aslında. Müslüman söz vermişse yerine getirmeli. Getiremeyecekse, vermemeli o sözü. Mal aldı, borçlandı diyelim. Alacaklısına, "Bedelini şu tarihte ödeyeceğim" demişse; ödemeli. O gün geldiğinde ipe un ser. Olmaz öyle şey. Yahut sırra kadem bas!.. ABD Başkanı ve merhamet ABD'de başkanlık yarışı son hızıyla devam ediyor. Cumhuriyetçilerin Başkan Adayı John McCain. Demokratların ise Barack Obama. Her ikisinin de programı, hedefi ve düşüncesi var. Bu düşüncelerini halkla paylaşıp onlara ABD'yi nasıl daha müreffeh hale getireceklerini anlatıyorlar. McCain beyaz, Obama siyah. ABD Başkanlık seçimi, öyle veya böyle bizi de ilgilendiriyor esasında. Sonunda ucu bize de değiyor çünkü. Obama siyah ya. Kenyalı bir ailenin çocuğu ya. Ona merhametli davranıp ihsanda bulunuyoruz; "Hadi sen ol!" diye. Yüce gönüllülüğü görüyor musunuz? Garibanlığımıza bakmadan koskoca ABD Başkanı'nı duygularımıza göre seçiyoruz. Stratejisi, Türkiye'ye bakışı... umurumuzda değil. Varsa yoksa, duygu... Duyduk duymadık demeyin, bu halimizi anlatan bir atasözü arıyorum. Acil. Bayramınızı tebrik eder; size, sevdiklerinize, sevenlerinize hayırlar getirmesini dilerim...