Eşime dostuma; "Kendilerine bir bireysel emeklilik sigorta hesabı açtırmalarını ve tasarruflarını orada değerlendirmelerini" tavsiye ediyorum. Yüzde 25 Devlet Katkısı var çünkü. 100 lira yatır, 125 lira al. Çifte kavrulmuş kadayıf. Hesabın bir de kendi geliri var ki; o da üstünün kaymağı.
Devlet, bireysel emeklilik sigortası (BES) hesabı açtıran her tasarruf sahibine yüzde 25 oranında katkı veriyor. Maksat milli tasarrufu arttırmak. Uygulama 1 Ocak 2013 tarihinde başladı.
Hayat standardının emekli olduğu dönemde de değişmesini istemeyen kişiler için ideal bir sistem BES sistemi. İkinci bir gelir kapısı.
Kişi istediği limitten sigorta primi ödeyebiliyor bu sistemde. Ancak, devlet "devletin vereceği katkı payı yıllık asgari ücretin yüzde 25'ini geçemez" şeklinde bir sınır koymuş. Bu seneki asgari ücret uygulamasına göre kişi ayda 250 lira Devlet Katkısı alabiliyor. Bu da ayda bin lira prim ödemeyi gerektiriyor.
BES'in herkese faydası var. En başta devlete. Devlet her ne kadar yüzde 25 katkı veriyor gözükse de bunun karşılığında da tasarruf artıyor ve ekonomiye kaynak oluyor bu fon. Sosyal yardım maksatlı bir katkı değil yani. Tamamen ekonomik.
Devlet Katkısının şartları var ayrıca. İlk üç yılda sistemden çıkan alamıyor mesela bu katkıyı. Üçüncü yılın sonunda çıkan yüzde 15'ini altıncı yılın sonunda çıkan yüzde 35'ini, onuncu yılın sonunda çıkan ise yüzde 60'ını alıyor. 56 yaşını dolduran ve 10 yıllık sigortalı olan kişi ise tamamını alabiliyor.
Sigortalı kazanıyor, devlet kazanıyor. Sigorta şirketi zaten kazanıyor. Bu sistem sigorta şirketine para kazandırdığı gibi birçok kişiye de istihdam imkânı veriyor. Yatırımcı zaten baştan sona kazançlı. Elin bankalarında ve fon şirketlerinin kapısında kredi diye beklemekten kurtuluyor her şeyden önce.
Hakeza Borsa. Bu fon hisse senedine yatırım yapan bir fon. Dolayısıyla Borsa'yı doğrudan ilgilendiren bir yanı var yani. Bugüne kadar sistemde toplanan para 23 milyar lirayı geçti.
Dediğim gibi bu sistemin avantajları saymakla bitmez. Hele işverenin menfaati hiç bitmez. Çalışanları için bireysel emeklilik sözleşmesi yapan iş yeri sisteme ödediği katkı payının yüzde 15'ini vergiden düşebiliyor. Bu, devletin ona tanıdığı bir hak. Bir de bu uygulamanın o iş yerine sağladığı prestij ve güven var. Çalışanlarını ikinci bir emeklilik sistemi ile ödüllendiren iş yerinde verimlilik ve kalıcılık artmaz mı? Artar tabii. Toplam kaliteye giden yolun ta kendisi bu yol.
İşçi için zaten ballı börek. Yatırdığı katkı payının yüzde 25'i kadarını da devlet yatırıyor. Buna rağmen işverenlerin işçisi ile birlikte neden bu sisteme girmediğini anlamış değilim doğrusu.
Hiç yok değil tabii, var; birçok işletme sisteme girdi ama yeterli değil. Sisteme dahil olanların sayısı 4 milyon civarında olmasına rağmen bunun sadece 238 bini işverenlerin çalışanları adına yaptırdıkları emeklilik sözleşmesi. Bunun artması ve fondaki paranın 100 milyar lira olması lazım.