Türkiye'nin özel tasarrufu kafi değil; bu doğru. Finans sıkıntısı çekiyor zaten. Eğitim sisteminde ciddi eksiklikler yaşadığı ise başka bir gerçeği. Sanat ve kültür etkinlikleri de öyle; yok denecek kadar az. Orta teknolojiden üst teknolojiye geçemedi bir türlü; bu da ayrı bir handikabı. Da... bütün bunlar telafisi mümkün şeyler. Zaman içinde birçoğu düzeliyor zaten. Fakat bir husus var ki, Türkiye bu eksiğini gidermediği müddetçe yerinde sayar. Ne kalkınmış ülke statüsüne sahip olabilir, ne de 75 milyon insanın hasretle beklediği demokrasi mefhumuna kavuşabilir! Türkiye sivilleşemiyor bir türlü. Evet askerî vesayetten kurtuldu, kurtuluyor. Bu önemli bir gelişme. Fakat, yetmez. Türkiye'nin "hükümet dışı güçler" diye tanımlanan "sivil toplum örgütleri"ni güçlendirmesi lazım her şeyden önce. Türkiye'nin eksiği bu çünkü ve bu örgütler olmadığı için kendine gelemiyor bir türlü. Bir o yana yalpalıyor, bir bu yana. Sivil toplum örgütleri olmadan dengede durmasına imkân da yok zaten. Kalkınmış ülkelerin hepsi, sivil toplum örgütleri sayesinde kurdular bu dengeleri. Almanya mesela. 2 milyon 500 bin dernek var bu ülkede. Hakeza Fransa. Fransa'daki dernek sayısı 1 milyon 500 bin civarında. Amerika da öyle. 2 milyon derneği var. Türkiye'de ise topu topu 85 bin. Devede kulak yani. Eğer illa teselli istiyorsanız; Rusya'da 400 bin sivil toplum örgütü olduğunu söyleyeyim de teselli edin kendinizi! Sivil toplum kuruluşlarının faaliyet alanları da önemli tabii. Türkiye'deki derneklerin 16 bini cami, Kur'an kursu, kilise, havra gibi ibadethanelerin inşası ve iaşesi için faaliyet gösteriyor.?16 bini de sporla ilgili.?Yardımlaşma?derneklerinin sayısı?da?az?değil hani; 15 bin. Kalkınma?maksatlı?dernekler?ise?11?bin. 900 kadar da sivil hakları savunmak?maksadıyla?kurulmuş dernek?var.?Bu?saydıklarımın birçoğunun pasif?olduğunu?da söylemem lazım. Almanya ve Fransa'da 30 kişiye bir?dernek?düşüyor.?Amerika?da ise neredeyse?10?kişiye bir dernek. Hele İsveç gibi ülkelerde çok daha fazla.?Bir?kişi 10 derneğe üye bu ülkede: Nüfusu?10 milyon ama 80 milyon?dernek?üyesi?var.?Türkiye'de ise bir derneğe 900 kişi düşüyor! Sivil toplum örgütleri "beşinci güç" olarak tanımlanıyor ve bu güç, demokrasinin vazgeçilmezi kabul ediliyor. Avrupa Birliği (AB) Türkiye'nin sivil toplum örgütleri bakımından kifayetsiz olduğuna dikkat çekip ısrarla bu eksiği gidermesini istiyor. Çok yerinde bir istek tabii. "Hükümet dışı güç" kabul edilen bu örgütlerin güçlenmesi şart. Güçlensinler ki, siyasi otorite meydanı boş bulmasın! Geçenlerde Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen ile sohbet ettim. Vizyon sahibi bir genç. Sivil Toplum Kuruluşları'nda (STK) böyle vasıflı kişilerin görev alması ülkemizin önemli bir kazancı. Sanatçının, çiftçinin, tüketicinin ve iş adamlarının örgütlenmesi zaruri oldu. Hak böyle aranıyor çünkü. Bilgi paylaşımı için ve dünyayı tanımak için de lazım bu örgütlenme. Ali Yücelen bütün bu gerçekleri bilen ve o maksatla çalışan bir iş adamı. Önümüzdeki senelerde çok önemli projelere imza atacağı kanaatini uyandırdı bende.