Bir bürokratın anlattıkları

A -
A +

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar'a iki teşekkürüm bir de tebrikim var. Lütfen kabul etsin. "Hayattan Öğrendiğim: Başarı İçimizde" başlığı altında yazdığı kitaptan bir tane de bana göndermiş. Başarı öykülerini anlatıyor. Bir bürokratın başarısından ne olacak ki? Ya yandaştır, ya da iyi yağcılık yapmıştır! Burası Türkiye. Sistem böyle işliyor. Dolayısıyla Acar'ın kitabı hiç ilgimi çekmedi. Attım bir köşeye. Nasıl olduysa bir daha elime aldım kitabı. Başlıkları çok hoştu. "Zorlaştıran yoksa, zorluk da yoktur" ya da "Başarı birlikte sağlanır" gibi anahtar sözlerden oluşuyordu bu başlıklar. Peter Drucker'ın "Yönetimin yüzde 20'si teknik, yüzde 80'i iletişimdir" sözü bile başlığa taşınmıştı. "Beni oku" diyordu kitap. Okudum. Bir bürokratın neleri başarabileceğini gördüm. Yeter ki kararlı ve azimli olsun. Defterdarlığı döneminde de SGK Başkanı iken de harika işlere imza artmış Acar. Hem de bin bir zorluğa rağmen. Fatih Acar kamu yöneticisinin "Neden bu işi yaptın" sorgulaması ile sık karşılaştığına dikkat çekiyor ve en can alıcı soruyu şöyle soruyor kitabında: "Bugüne kadar bir yöneticiye 'Neden hiç üretmedin' ya da 'Niye yeni yollar bulmadın' diye sorulduğunu görmedim." Bürokrasinin gerçeği bu işte. Bir bürokrat 99 olumlu iş yapar kimsenin dikkatini çekmez. Bir teşekkür eden dahi olmaz. Ama bir yanlış yapmaya görsün, bitti. Soruşturma üstüne soruşturma. Teftiş üstüne teftiş. Hele birilerinin adamı değilse, yandı. Recep Yazıcıoğlu valilik yaptığı dönemlerde bürokrasi ile birebir mücadele etti. Türkiye'nin Ankara'dan yönetilemeyeceğini örnekleriyle anlattı. Mahalli yönetimin güçlendirilmesi gerektiğini seslendirdi her fırsatta. Sonunda dediği oldu ve çok şey değişti. Bugün valilerin elleri güçlüyse o güç Yazıcıoğlu'nun mirası. Şimdi sıra diğer bürokratlarda. Fatih Acar'ların sayısının artması lazım. Kitapla, şiirle, icraatla, tavrıyla ortaya koymalılar değişimin gerekliliğini. Fatih Acar çok güzel işler başarmış ve onları anlatıyor. Yapamadıklarını da anlatmaları lazım bürokratların. Anlatsınlar ki, bürokrasinin kabuğu kırılsın. Sistemi mengene gibi sıkan zırhın delinmesi imkan dahiline girsin. Fatih Acar'a teşekkür ediyorum çünkü bende saplantı haline gelen "Torpilin varsa bürokraside zirveye çıkarsın" kanaatini yıkıp, vasıflı insanlara da sistemde yer olduğunu gösterdi bana. İkinci teşekkürüm ise tecrübelerini böyle bir kitapta toplayıp genç bürokratlara rehberlik yapmış olmasından dolayı. Gerçekten istifade edilecek bir eser. Tebrik etmemin nedeni ise şu: Bir ilki başlattı. Türkiye'de siyaset adamları başlarından geçeni yazıp anlattı. Liderlerin biyografileri yayımlandı ama bürokratlar kendilerine sakladı görüp yaşadıklarını. Bürokratların da paylaşması lazım halbuki. Türkiye'de bürokrasinin çarkı çok acımasız işliyor. Bürokrat bir yanlış iş yapsa; ona o yanlış sorulur. Neden yaptın? Özel sektörde ise farklı işler sistem. Aldığı kararların yüzde 90'ı doğru olan yönetici baş tacı yapılır. Dolayısıyla özel sektördeki yönetici inisiyatif kullanmada katbekat ileridir kamu yöneticisinden. Başarısı da o nispette fazla oluyor haliyle.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.