Bir öğünlük diyet

A -
A +

Her hata kötü değil bir kere. Mesela benimkisi. Kreatif yazılım dünyasının lideri Adobe'nin toplantısına katılmak için sabahın köründe Çırağan Palace Kempinski'nin yolunu tuttum. Elimdeki davetiyede toplantının Şimal C-Salonu'nda yapılacağı yazıyordu. Hem o yöne gidiyorum, hem de "bir kahve içip afyonumu patlatayım" diye düşünüyorum. Şimal'in labirente benzeyen koridorlarında kıvrılırken bir taraftan da göz ucuyla "Adobe Toplantısına gider" işaretini izliyorum. Aynı yöndeki salonlarda başka toplantılar da var çünkü. Salonu girdim, aaa, bir de ne göreyim? Mükellef bir sofra!.. Masaya oturup şöyle bir etrafıma bakındım. Tanıdığım kimse yok ama olsun, büfe lebalep meyve, kuruyemiş, haşlanmış sebze ve tatlı dolu. Elma, kayısı, muz, böğürtlen, kiraz, çilek, frambuaz, Hindistan cevizi, hurma, kivi, mango, kavun, papaya, ananas ve daha bir sürü tropikal meyve. Nar da var tabii. Avokado, kuşkonmaz, enginar, brokoli, havuç ve ısırgan otunu saymama bilmem gerek var mı? Kimi haşlanmış, kiminin de suyu konmuş. Zeytin ve peynirin envai çeşidi... Açık büfe... dilediğini ye. Tabaklar da Amerikan tarzı haa, kocaman. Fakat, büfenin etrafından dolanan insanlar fit, incecik yani. Kiraz tabağının önüne geçip düşünceye dalıyorlar. Aynı trans hâli ceviz ve diğerlerinde de devam ediyor. "Yesem mi, yemesem mi?" durumu yani. İşte o zaman anladım ki, ben başka bir yerdeyim!.. Başımı kaldırıp bir daha baktım etrafıma. Duvarda kocaman bir kitap afişi var. Clara Seren Amram'ın kaleme aldığı Clarita'a Way kitabı. Nasıl fit kalınır, onu anlatıyor. Elimde tabak kalakaldım. Yanlış yerde olduğuma mı yanayım, anlamadığım diyet meselesinin neresinden tutacağıma mı?!. Çabuk toparladım ama. Yanlışsa yanlış. Yanlıştan dönenin kaşığı kırılsın. On günlük diyet yapma kararlılığıyla daldım büfeye. Tepeleme doldurduğum tabağımla birlikte masaya döndüğümde, yanımdakilerin kuş yemi kadar bir şey aldıklarını, onu da tabağın içinde evirip çevirdiklerini gördüm. Al sana bir şok daha. Merak etmeyin, ondan da çıktım. O arada Clara Amram geldi yanıma. Benim tıkınmamı beğenmiş olacak ki, gözlerinin içi gülüyordu. "Afiyet olsun, afiyet olsun" dedi şakıyan bir ses tonuyla. Ağzımdaki lokmayı çiğnesem, sağ ol, diyeceğim ama dolu. Ben çiğneyinceye kadar da o gitti. Yaz geldi ya, herkes diyet halinde. Benim hiç olmadı böyle bir derdim. Ama yine de fırsatı değerlendirip 10 günlük diyetimi yaptım Amram'ın tanıtım toplantısında. Tabağım boşalınca bir de kahve söyledim. Garson kız hiç oralı değil. Önümde duran yeşil çay demliğini gösteriyor ha bire: "Bu çok sağlıklı." Daha fazla durmayıp çıktım tabii. O zaman fark ettim girdiğim yerin B Salon olduğunu. Adobe'nin hemen C Salon'daki toplantısında kahvemi içtim de kendime geldim. Evren Arın, Barış Özcan, Ömer Kılıç... her birisi de çok güzel sunum yaptı. Adobe Acrobat 9 programının marifetlerini anlattılar ama yerim bitti. Size aktaramıyorum. Siz www.adobe.com.tr web sitesine giriverin artık. Çok müthiş yenilikler var; hepsi de işinizi kolaylaştıracak cinsinden.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.