Türk toplumunun okumaya ilgi duymadığını, dolayısıyla ülkemizde okuma oranının çok düşük olduğunu herkes gibi ben de biliyorum. Neden, diye soracak değilim. Okuyun da demem. Bana ne!.. Bütün bunları bile bile yayınlananlar arasında çok hoş kitapların olduğunu söylemeden de edemeyeceğim. Bunların çoğunu okudum. Bunu, hava atmak veya karizma yapmak için söylediğimi sanmayın. Sadece bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Hepsi o!.. Kitap okumak, keçiboynuzu (Bizim memlekette 'harnup' denir) denen o ballı tahtayı yemeye benzer. 400 sayfalık kitabı okursun, sana kalan bir parmak baldan öte bir şey değildir. Değer mi? Benim gibi "birkaç tahtası eksik" olanlar, değer diyor. Keçiboynuzu eksiği tamamlıyor mu, doğrusu onu da bilmiyorum. Okuyorum işte. Etik ve Ekonomi. Bu kitabın yazarı Amartya Sen, ömrünü 'İnsan nasıl yaşamalı?' sorusuna cevap aramaya vakfetmiş bir profesör. 'Etik', biliyorsunuz; bizim neslin 'ahlak' diye ifade ettiği kelimesinin yerine kullanılıyor. İmtihana giren öğrencinin, 'Hocam, koşul demem şart mı' diye sormasına karşılık, öğretmenin; 'Şart, evladım şart' demesi gibi bir şey ki oraya girmeyeceğim. Bu Amerikalı profesör, seneler sonra ekonominin ancak ve ancak iyi ahlakla ayakta kalabileceğini öğrenmiş ve ondan sonra da işte bu kitabı yazmış. Etik ve Ekonomi. Kurumsal Yönetim Derneği Başkanı Aclan Acar, az ve öz bir yazı ekinde bu kitabı göndermiş bana. Samimi ifadeler içeren yazısında, iş dünyasında alınan kararlar ve ortaya konan davranışlarda da etiğin sorgulanması gerektiğini belirtiyor. Ya, Mor İneğin Akıllısı kitabına ne demeli? İşini farklılaştırmak, para ve itibar kazanmak isteyenler için bire bir. Özü, sıradışı olmak! Michael Porter, bütün bilgisini bir cümleyle özetlemiş. 'Strateji, daha iyi olmak değil daha farklı olmakla ilgili bir şeydir.' Prof. Dr. Arman Kırım ise işi bir cümleyle sınırlı tutmamış. Koca bir kitap yazmış. Mor İneğin Akıllısı. Bu kitapta farkedilmenin yollarını anlatıyor. Ürünlerin ve hizmetlerin giderek birbirine benzediği ve sayılarının arttığı bir dünyada farkedilmenin ancak sıradışı olmakla mümkün olabileceğinin kalın çizgilerle altını çizen Kırım, örnekler vererek (hem de kendi ülkemizdeki firmalardan); bunun nasıl başarılacağını anlatıyor. Hele bir de ASO Başkanı Zafer Çağlayan'ın gönderdiği 'Huzurlu Olmak İstiyorsanız Ufak Şeyleri Dert Etmeyin' kitabı var ki, yeme de yanında yat!.. Müthiş bir şey. Amerikalı stres danışmanı Dr. Richard Carlson'ın kaleme aldığı bu eser için bir şey söylememe hiç gerek yok. Başlık ne demek istediğini fazlasıyla anlatıyor zaten. Ben sadece, 'Hepsi de ufak şeylerdir' dediğini hatırlatmakla yetineceğim. Ha, bir de şey var tabii: Bu kitabın içindeki bilgiler Hakikât Kitabevi'nin yayınladığı İslâm Ahlâkı kitabının muhteviyatının yanında devede kulak kalır ama elin oğlu o kadarcık şeyle koca Amerika'ya akıl veriyor. Dedim ya, biz maalesef okumayı sevmiyoruz. Ne yaparsın! MI ACABA?!. 350 bozuk parayı yutan Fransız, canından olmuş... Bozuklukla uğraşanın sonu bu işte! *** New York'taki bir yarışmada İstanbul'a 'Canlı tarih ödülü' verilmiş... Biz farkında değiliz ama elin oğlu biliyor bu şehrin kıymetini! *** Boyner Grubu, tüketiciyi alıştırmak için sıfırları atmış... Eh, psikolojisini düzeltmek isteyen oraya gitsin! *** Denktaş, Papadopulos için 'Onu ben yiyeceğim' demiş... Hodri masa. Adam karşısında oturuyor, yesin!