Biz ve ötekiler!!!

A -
A +

Türkiye değişiyor. İktisadi performansı iyileşiyor. Milli gelir artıyor ve haliyle refah seviyesi yükseliyor. Sosyal ve siyasî alanda da takdire şayan gelişmeler oluyor tabii. Bürokrasi engel olmaktan çıkıyor bir kere. Köstek değil destek olma yolunda hızlı bir değişim yaşanıyor. Hele askerî kanatta yaşananlar; müthiş! De... yeter mi? Keşke yetseydi ama henüz yeterli değil. Daha... daha... daha değişmesi lazım. İdeolojik değişimin hiçbir anlamı yok çünkü. Global kriterler doğrultusunda bir değişim yaşanmalı ki, kalıcı olsun. Bir başka tabirle, "sürdürülebilir" olsun. Herkesin kendini güvende hissettiği bir siyasî iklime kavuşuncaya kadar devam etmesi lazım değişimin. Baskı altında kalan insanların neler yapabileceğini gördük hepimiz. Düşünce ve ideolojilerini yer altına taşıyorlar her şeyden önce ve tam bir "diş bileme" dönemi başlıyor orada. Ne kadar sivriltebilirse artık! Maskeli dolaştıkları için onları tanımak da imkân dışına çıkıyor! Şeffaf toplumlarda olmayan şeyler bunlar ve çok tehlikeli! Korku kol gezmeye başlar bu dönemlerde! Güven zaafı başlar! Toplum içine kapandığı için yönetim zaafı da had safhaya çıkar! Bu kaotik ortamın şöyle bir vahim sonucu daha var; o da şu: Dalavere! Dalavereci insanlara gün doğar bu ortamda. Dalkavuklar türer. Hele maskeliyse, hiç zor gelmez onlara dalavere ve riya! Bu dönemlerin sayılamayacak kadar kötü yanı varsa da birini daha zikredip kapatayım bu mevzuu. İnsanların dostlarını en kolay sattığı dönemlerdir bu dönemler. Üç kuruşluk menfaat uğruna dostlar satılır hiç tereddüt etmeden. Dedim ya ikbal meselesi. "Ben sana senin kuyunu kazanı söyleyeyim. Sen de bana terfi ver." Pazarlığın iğrençliğini görüyor musunuz? Türkiye son 100 senede bu dönemleri çok yaşadı. İnsanların pespayeleştiğine, değerlerinin düştüğüne şahit olundu sık sık! Haysiyetli insanlar alta, dalkavuklar üste!.. Şahsiyetli insanlar geriye, onursuzlar öne!.. Bunun bitmesi lazım. O da, iktidarın dirayetiyle doğru orantılı. AK Parti'nin o dirayeti göstermesi lazım. Kişileri değerlendirme sırasını değiştirmekle başlayabilir işe mesela. Önceliği üretime vermeli. Vasfa vermeli. İnsanları ideolojisiz bıraksın demiyorum. Olsun. İnsanların ideolojileri olsun fakat kişiler ideolojileriyle değerlendirilmesin. Herkesin inanç ve düşüncesi kendine. İdeolojiyle şirket yönetilmez. Devlet yönetilmez. Bu işler vizyon ister, vasıf ister. Vizyon sahipleri işbaşına gelsin. Ya da vizyon sahiplerinin iş başına gelmesine imkân verilsin. Onların önü açılsın. Önümüzdeki günlerde başta Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Özel Paşa olmak üzere ülkeyi yönetenlere çok iş düşüyor. Değişimin temelini ne kadar sağlam atarlarsa ömrü o kadar uzun olur. Anayasanın yeni olabilmesi için de geçerli bu dediklerim. Bir toplumun, "ötekiler"i olmaz. "Biz" der toplumlar. Biz. "Ötekiler"i olmayan toplum dileği hepimizin dileği olmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.