Bu milletin sağduyusu

Şu memlekette canımı sıkan, kafamın tasını attıran o kadar çok şey var ki! Hangisini sayayım?!. Balık hafızalı olanların çoğunlukta olmasına kızıyorum mesela! Her şeyi basite indirenlere de kızıyorum! Alavere dalavere işler yapanlar yok mu, onları görüp işittikçe kan beynime çıkıyor! Rüşvet verme ve almayı âdet haline getirenler hele, deli ediyorlar beni! Karşısındakini aptal yerine koyan kurnaz bozmalarına illet oluyorum! Kişilerin yaptığı işi sağlam yapmaması, düzensizliği, plan ve programsızlığı... hepsi ama hepsi kızdırıyor beni!.. Fakat, bu milletin bir de mayası var ki; o kadar olur. Değil kızmak, esas duruşa geçiyorum arkadaş!.. Ne yapayım? Elimde değil! Böylesine arı, böylesine duru bir maya olur da saygı duyulmaz mı? Başkalarında asla rastlanmayacak bir maya var Türk milletinde; temiz, saf ve sağduyu dolu. Bu kadar mı sağduyulu olur bir toplum yahu. Bir terör tehlikesi karşısında 73 milyon insan tek yumruk olabiliyor. Bu ne muazzam bir şey!.. Seçim günü geliyor, dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayan, hiçbir strateji uzmanının tahmin edemeyeceği bir sonuç çıkıyor ortaya; "Ancak, bu kadar olur" dedirten. Sanki, birbirini parçalayan, birbiri hakkında demediğini koymayan millet gidiyor ve aklıselim sahibi bir millet geliyor. Ve sonuç müthiş!.. Türk toplumunun her ferdinde var bu. Ta derinlerde bir yerde saklı duruyor o maya. Kişi ne yaparsa yapsın; ne çirkefliğe bulaşırsa bulaşsın, o maya sayesinde ayakta kalıyor bu millet!.. Bu tenakuzun nedeni belli aslında. Millet çok hakir görüldü. Sanki batı bulunmaz Hint Kumaşıymış gibi Türk milleti tu kaka edildi. Yazık! Batının ne berbat bir tarihi var halbuki. Birbirini kılıçtan geçiren onlar. Birbirlerine barbarlık eden onlar. Birbirine tuzak kuran yine onlar. Hele pislikleri? Gören, kilometrelerce uzağa kaçar!.. Onlar Doğu'dan aldıklarını uygulayıp medeni oldu. Biz ise onlara duyduğumuz hayranlıktan dolayı sefilleri oynuyoruz!.. Görgüsüzlüğün sonu bu tabii. Bir insan aslını inkâr eder de, temiz kalır mı? Fert böyle de millet farklı mı? O da öyle. Türk aydını denen ne idüğü belirsiz insanlar, bu milleti hakir göre göre, ahalinin kafası karıştı ve doğruyla yanlış birbirine karıştı toplumun zihninde! Halbuki, temizlik bu milletin içinde vardı. Sonradan görme değil yani. Bu millet kendini bildi bileli temizdi. Milletin bütünlüğü Hele yeme içme hususu. Dünyanın neresinde var Türkiye kadar yemek çeşidi ve de mutfak kültürü? Yok! Hakeza güzel sanatlar. Evet, heykel yapmamış bu millet ama bir de hat sanatlarına bakın. Tezhip mesela; süsleme sanatının zirve yaptığını görürsünüz bu mesleği icra edenlerle. Anadolu'ya uzanıp oradaki evlerin, konakların üzerindeki işlemelere bakın. Ne kadar zarif ve zevkli!.. Halı ve kilimlerin üzerindeki desenlere; kadınların işlediği oya ve kanaviçeye hiç dikkat ettiniz mi? Mükemmel!.. Taş ve ahşap binalar ve onların içinde yaşanan hayat var bir de. O sıcaklığı, candanlığı başka bir yerde bulmanın imkânı var mı? Bütün bunlar o mekanda yaşayan insanların iç dünyasını yansıtıyor. Kabın içinde bir şey olmasa dışa böyle güzel şeyler sızar mı hiç? Müzik de öyle. Şiir, ağıt, türkü, bozlak, uzun hava, şarkı.. hepsinin envai çeşidi var Türkiye coğrafyasında. Hepsi kıpır kıpır... Anlam yüklü ve hepsi söyleyeni de, dinleyeni de coşturan cinsinden. Zevk-u sefanın en âlâsı bu topraklarda yaşanmış. Açlık, kıtlık olmuş ama yeri geldiğinde sefa da sürülmüş bu topraklarda. Ya komşuluk anlayışı?!. Ya o dayanışma ve komşuyu mirastan hak isteyecek kadar ileri görme hali? Sadece Müslüman ahaliye mahsus da değil bu güzel ahlâk. Bu topraklar üzerinde yaşayan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Rum, Musevi, Ermeni, Süryani kim varsa, hepsi aynı havayı teneffüs etmiş ve aynı dayanışmayı göstermiş. Çingeneler de dahil buna. Tek vücut, tek yumruk olmasıyla ünlü bu ülkenin insanları. Dedim ya; toprak! Türk toplumunun bu halini, istiridyeden inci çıkmasına benzetiyorum. İstiridyeyi gören, içinden böyle değerli bir taşın çıkacağını tahmin edebilir mi? Ama çıkıyor işte! Kavgacı, geçimsiz, hırçın ve istikrarsız gibi görünen Türk toplumu daima aklıselimi buluyorsa bu milletin mayasına saygı duyulmaz da ne yapılır? Maya iyi olunca, hamur ne olursa olsun; ekmek güzel olur tabii. 21 Ekim'de aynı millet bir daha sandık başına gidiyor. Bu referandumun sonucu üç aşağı beş yukarı belli: Evet, cumhurbaşkanını halk seçsin! Ama, Türk halkı sonuç nasıl olsa "EVET" çıkacak diye yan gelip yatmayacak. Bunun 22 Temmuz Genel Seçimi'nin ve 29 Ağustos'taki 11. Cumhurbaşkanı Seçimi'nin bir devamı olduğunu biliyor. Sandık başına gidip oyunu kullanacak ve daha önce olduğu gibi dünya âleme şunu ilan edecek bu millet: "Ben istedim, oldu. Bundan sonra artık söz benim."