Mersin; geniş adıyla İçel. Türkler, Silifke'nin aşağısından Akdeniz'e dökülen Göksu ırmağının iki tarafındaki bölgeye "İç-el" veya "İç-il" demişlerdir. Memleketin dağlık bölgesi ise Taşeli adıyla anılıyor. Tarsus ve Mersin ovalık bölge olduğu için İçel kelimesinin kapsam alanındadır. Konu tarih değil. Maksadım, Mersin'in medeniyetler sahnesindeki önemini vurgulamak ve hep var olduğunun altını bir kere daha çizmektir. Mersin, en az 10 bin senelik geçmişe sahip. Limanı da tarihi kadar eski. Her dönemde tarım ve ticaret merkezi olduğu da ayrı bir gerçek. Soda, cam, petrol, maden, gübre fabrikaları bölgenin en önde gelen sanayi yatırımları. Ayrıca, tarıma dayalı sanayide birçok küçük ve orta işletme faaliyet gösteriyor bu şehirde. Şayet,Türkiye'de planlama olsaydı; daha doğrusu planlama ciddi anlamda yapılsaydı Mersin bugün değil Türkiye'nin dünyanın en büyük şehirlerinden biri olurdu; bu kesin. Her türlü potansiyel mevcut çünkü. Turizm desen var. Tarım desen en âlâsı orada. Ticaret hakeza; olmadığı dönem yok. Kentin en eski kültürlerinin başında geliyor ticaret mevhumu. Fakat, kısır siyasi çekişmeler ve basiretsiz yönetim üst üste gelince Mersin, hâlâ çok iyiyse de olması gereken yere gelemedi bir türlü. Şimdi il kendini yeniliyor ve dünyanın global aktörlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Ortak akılla yapıyor tabii bunu. Değişimi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) bayraktarlığında yaşıyor Mersin; hem de senelerden beri. Mersin'de hangi taşı kaldırsan altından MTSO çıkıyor. Çocuk ve kadınların eğitimli birer fert olarak topluma kazandırılması için lazım gelen eğitimden tutun da, şehrin gelecekteki kalkınma stratejisinin planlanmasına kadar hepsiyle ilgileniyor MTSO. Mersin'de her sene tarım fuarı yapılıyor. Türkiye'nin en büyük sektör fuarı olan bu fuarı organize eden yine MTSO. Şehirdeki huzur evinin yönetimini bile MTSO'nun gerçekleştirdiğini söyleyeyim de varın siz düşünün bu kurumun yaptığı sosyal aktivitelerin gerisini!.. Bugün ikinci Organize Sanayi Bölgesi'ni (OGS) devreye sokmaya çalışan MTSO; OGS'nin tam orta yerine "teknopark"ı da yerleştirmiş. Maksat, büyüyen sanayinin gelişip serpilmesini planlı bir şekilde yapmak. Türkiye'nin en iyi uzmanlarının istihdam edildiği teknoparkta Mersin'in kalkınması için proje üretiliyor ve 7. Çerçeve Programı dahil birçok kurumdan teşvik alınıyor. Engellere rağmen gidiyor Bu mükemmel gidişata çomak sokan yok mu? Var tabii. Mersin Belediyesi mesela. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Organize Sanayi Bölgesi'ni genişletip yabancı yatırımcı çekme çabasında, Mersin Büyükşehir Belediyesi ise bu bölgede çöp depolama istasyonu yapma gayreti içinde. 6-7 senedir o mahkeme senin, bu mahkeme benim dolaşıyor bu iki kurum!.. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Kadri Şaman vizyonu geniş bir iş adamı. Şehrin gelişmesi için ne lazımsa yapıyor. Mersin halkı böyle bir insanı sevmesin de ne yapsın? Seviyor tabii. Şimdi, "Başkan" diyorlar Kadri Şaman'a. "Gel, belediye başkanımız ol. Ol da şehri adam et." Hemen söylemeliyim ki, her şeye rağmen Mersin en şanslı dönemini yaşıyor. Vali Hüseyin Aksoy da vizyon sahibi bir kişi çünkü. Bir sene içinde Mersin'in meselelerini kavradığı yetmiyormuş gibi çare üretmeye de başlamış. Sanayici, tüccar, sivil toplum örgütleri... hepsiyle görüşüyor ve ortak akıl ne diyorsa onu yapıyor. Bir şehirde vali ile o şehrin eşrafı ve gönüllü kuruluşlar el ele verir de o şehir uçmaz mı? Uçar tabii! Örnekleri var bunun. Konya, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Bursa... hep böyle kalkındı. Mersin şimdi onu yapıyor. Hele Mersin'in bir Emniyet Müdürü var ki, anlatamam. Şehrin nabzını tutuyor Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer. Hem de gün gün, saat saat, dakika dakika. Öyle bir veri tabanı oluşturmuş ki, hangi ayda, hangi günde olay olur biliyor. Hatta, şehrin psikolojisindeki değişikliği saat saat, dakika dakika takip ediyor. Olay yerine intikali ise saniyelerle ölçülüyor güvenlik güçlerinin. Bu başarıyı elbette ki iyi bir ekip kurarak yakalamış Süleyman Ekizer. Fedakar çalışma arkadaşları var. Ciddi, işini bilen, mesleğini seven kimseler hepsi de. Mersin'de her şey yolunda gitmiyor tabii. Serbest Bölge'nin ibret verici bir hikayesi var ama yerim bitti. Bir sonraki makalemde de onu yazacağım.