Bu sese kulak verin

A -
A +

MÜSİAD geçen hafta bir rapor yayınladı. Seçim sathı mailini girildiği için birçok güzel şey gibi o da güme gitti ama hemen söyleyeyim ki mükemmel bir araştırmaydı. Türkiye ekonomisinin ciddi bir analizini yapan ve gelişmeleri bir bir özetleyen bu rapor, ülkeyi yönetenleri nelerin beklediğini de tek tek sıralıyordu. Türkiye eski Türkiye değil; bu kesin. Globalleşmeye odaklanan yeni Türkiye'yi yönetmek her babayiğidin harcı olmaktan çıktı, onun da altını çizmek lazım. Türkiye'nin problemleri var; bu doğru. Fakat, sayısız avantajları olduğu da bir gerçek! Bütün mesele, bu problemleri ülkeye fazla zarar vermeden çözmek ve avantajlarını parlatıp Türkiye'yi global dünyanın aktörlerinden biri yapmak. Kolay değil tabii. Riski avantaja döndürecek basiretli yöneticilere ihtiyacı var bu ülkenin. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) "Şimdi istikrarı koruma ve atılım zamanı" diyor ki, baştan sona kadar haklı. Geride kalan 6 sene içinde nasıl yakalanan istikrar sayesinde dengeler kuruldu; bundan sonra atılım yapmak için yine o istikrara ihtiyacı var ülkenin. Hatta, eskisinden de çok. "Yabancı sermayenin üretim, istihdam ve ihracat odaklı olması"na dikkat çekiyor mesela MÜSİAD. Buna kimin itirazı olabilir ki? Esasında yerli üretimin hedefi de ihracat olmalı. İhracat potansiyeli olmayan hiçbir ürün ve hizmete para yatırmamalı Türk sanayici ve iş adamları. Yazık olur çünkü! Bunu hemen herkes biliyor zaten. Sistemin tıkanıklığı bambaşka unsurlardan kaynaklanıyor ve kararlı bir siyasi otorite olmadan çözümü de mümkün değil bu meselenin. Türkiye'de enerji, telekomünikasyon, ulaştırma, finans, bankacılık, alışveriş merkezi... gibi sektörlerden kayıt altında olan ne varsa hepsine yabancı sermaye geldi. Gelmeye de devam ediyor. Kala kala KOBİ'ler kaldı. Ki, burada yabancı sermayeye duyulan ihtiyaç, büyük sanayi kuruluşlarından daha fazla esasında. Da... kayıt dışı korkusundan dolayı her sektöre gelmiyor yabancı sermaye. Var olduğu müddetçe gelmeyecek de! Yeni hükümetin yapması gereken en büyük reform bu işte. Vergi ve sosyal güvenlik reformu yapılıp kayıt dışının kayıt altına alınması gerekiyor. Kolay bir şey değil tabii. Ama mutlaka yapılması lazım. Yoksa, Türkiye'ye gelen yabancı sermaye akışı durur ve sistem tıkanır! Adam gibi teşvik MÜSİAD'ın ısrarla üzerinde durduğu konuların biri de "Mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi" konusu. Milli Eğitim Bakanlığı bir yana çekti, YÖK bir yana ve eğitim hususu karman çorman bir yapı içine çekildi. MÜSİAD'ın da işaret ettiği gibi bir an önce "YÖK reformu" gerçekleştirilmeli ve sanayinin istediği vasıflı ara eleman yetiştirilmeli. MÜSİAD'ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise "Teşviklerin sektör ve bölge öncelikli olması" meselesi ki, bu konunun mutlaka zapturapt altına alınması lazım. Teşvik, halkın parasıyla verilen bir şey nihayetinde. Şayet, geri dönüşümü olmayan alanlara teşvik verilmişse; bu teşviki veren iktidarlar ülkeye iyilikten çok kötülük yapıyor demektir. Ülkenin teşvik bekleyen sektörleri ve bölgeleri yok mu? Var! Bunlar başında da eğitim geliyor. Eğitimden geçirilip vasıflı hale getirilen gençlerin hem sanayide iş bulması daha kolay olacak, hem de başka ülkelere bu insanları ihraç etme imkânı doğacaktır. Teşvik şart ama adam gibi olmalı bu teşvik. MÜSİAD'ın "İşsizlik değil, mesleksizlik vardır"la ifade ettiği mesele, dönüp dolaşıp eğitimdeki çarpıklıkta düğümleniyor. Türkiye, kesinlikle meslekî eğitime ağırlık vermeli ve bunu yaparken, Üniversite-Sanayi; Milli Eğitim Bakanlığı-KOBİ iş birliğini asla ve kat'a göz ardı etme gafletine düşmemeli. Türkiye'de eğitimli insandan geçilmiyor ama kurumların birbirinden habersiz eğitim vermesinden dolayı bu eğitimli insanların kahir ekseriyeti işsiz dolaşıyor! Bir tarafta eğitimli işsiz ordusu, diğer tarafta vasıflı eleman arayan işletmeler! Bundan daha kötü ne olabilir? Yazık, günah!.. Hazine ve kamu arsaları var bir de. Türkiye'nin sahip olduğu arazilerin yüzde 51'i hâlâ kamuya ait ve maddi değeri 2-3 trilyon doları buluyor bunların. MÜSİAD, çeşitli illerdeki hazine arsalarının ve kamu kuruluşlarının bir envanterinin çıkartılmasını ve bu bilgilere ulaşmanın kolaylaştırılmasını istiyor. Doğru tabii. Anadolu'da sermayenin tabana yayılması için şart bu. MÜSİAD'ın bu raporu gerçekten yeni hükümete yol haritası niteliğinde bir rapor. Adil, şeffaf ve rekabetçi bir ekonomi için ne gerekiyorsa, hepsi var çünkü içinde. 22 Temmuz'dan sonra iktidara gelen kim olursa olsun, bu raporu okuyup öyle başlamalı icraata.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.