Bülent Ecevit iyi bir insandı; "kör ölür badem gözlü olur" türünden söylenmiş bir söz olarak algılamayın lütfen bu ifademi. Gerçekten istisnai hasletleri vardı Ecevit'in. Dürüsttü bir kere. Hele eşine olan aşkı; dillere destandı. Mütevazılığı ise herkesin aşina olduğu bir durumdu. Dost düşman herkes teslim ediyor zaten bu hakkını. Duygusallığı da buna eklenince toplumun umudu olup çıktı Ecevit. Siyasî kişiliği hiç öyle değildi ama. Hele ekonomiyle hiç mi hiç alakası yoktu, 1974 ve 77-78'de de görüldü bu; 1999-2001 döneminde de! Bugün onun cenazesi toprağa veriliyor. Yoğun iş temposuna rağmen, bir fırsatını bulup cenazeye katılmak istedim. Fakat, hemen vazgeçtim. Vazgeçtim çünkü, başka yönlere çekilmek isteniyor. Cenaze töreni, derinden derine demokrasi (!) mitingi ve malum kişilerin gövde gösterisi haline sokulmaya çalışılıyor!.. Olmadı! Bendeniz, doğrusuyla eğrisiyle başbakanım olmuş bir kişinin cenazesine katılmak isterdim. Bir Türk vatandaşı olarak hem görevim, hem de hakkımdı bu. Cenazenin siyasi şova dönüştürülmesi, beni ve benim gibi düşünen insanları tecrit ediyor âdeta. Ne "Halkçı Ecevit" diye bağırmak geliyor içimden, ne de "Türkiye laiktir, laik kalacak!" Yeri orası değil çünkü. Cenazenin de bir usulü, adabı ve vakarı var be arkadaş! Ecevit'e "Halkçı Ecevit" denmedi mi? Dendi. Ancak, Ecevit bunların içini asla dolduramadı. Kıbrıs konusundaki kararlılığı inkâr edilemez ama onu da siyasi ranta çevirmişti geçmişte. Dağa taşa "Karaoğlan" yazıldı fakat arkası fos çıktı. Ecevit'in en popüler sözlerinden birisi de "Toprak işleyenin su kullananın"dı. Bu sloganı, eyleme dönüştürmek için öyle bir proje ortaya koydu ki, kendisinden başka inanan olmadı bu projeye. "Köy-kent!" "Ne ezilen, ne ezen. Hakça, insanca bir düzen!" Bu da Ecevit'e ait bir söz. Fakat, tıpkı diğerleri gibi o da slogan olmaktan öte gidemedi. Bir şairin hayalinden başka bir özelliği yoktu çünkü. Rahşan Hanım faktörü Ölünün arkasından iyi şeyler söylemek lazım. Fakat, öyle şeyler yapılıyor veya söyleniyor ki, mecbur kalıyor insan bayramlık ağzını açmaya. Neymiş efendim? "Büyük devlet adamı"ymış! Hadi oradan. Geçmişte, bırakın muhaliflerini, kendi arkadaşları tarafından dahi "Bir bölen" ilan edilen Ecevit'i sanki "Bir birleştirici" imiş gibi lanse etmek hem onu yerin dibine batırır, hem de bu işten rant sağlamak isteyenleri! Cenazeye katılan insanların Ecevit'in insanî yönünü dikkate alıp yürümesi lazımdı. Dînen de, ahlâken de bu böyle. Onun arkasından "iyi bir insanın arkasından gider" gibi gidilmesi lazımdı ve çok kimse isterdi bunu. Fakat, maalesef gidişat o yönde değil: Cenaze töreni siyasi bir mitinge dönüştürülmek isteniyor! Ecevit'in nesinden siyasi rant bekliyorlar acaba? O nevi şahsına münhasır bir insandı: Ne o yakınları ile geçinebildi; ne de yakınları onunla!.. Onun yarım asrı aşan siyasi geçmişinde tek bir ekonomik hedefi de olmadı. Köy-kent Projesi'ni saymazsak! O da dediğim gibi, hayaldi zaten. 2001senesinde hiç tereddüt etmeden ekonominin başına Kemal Derviş'i getirmesi; bir siyasetçinin fedakârlığı olarak nitelendirilebilir. De... kendi kabiliyetsizliğini göstermesi bakımından da dikkat çekicidir bu girişim. Yerli malı arabaya binmesi, mütevazı yaşaması güzel şeylerdi ve örnek oldu ahaliye ama bu meziyetleri icraatla süsleyemediği için siyasi kimliği hep sönük kaldı. Rahşan Hanım, Ecevit'in üzerinde çok etkiliydi. Bu durum siyasi baskıya da dönüştü zaman zaman. Partide Rahşan Hanım ne derse o oldu. Dolayısıyla parti, bilhassa DSP aile partisi olup çıktı. Rahşan Hanım, cenazeden sonra konuşacağını açıkladı. Ne söyleyecek acaba? Bu sorunun cevabını bir anekdotla vereyim: Sene 1973. İzmir Konak Meydanı lebalep dolu. CHP'nin mitingi var ve 15 bin kişi Ecevit'in konuşmasını dinlemeye gelmiş o gün. Miting, boşuna yapılan bir eylem değil; liderden mesaj var içinde. İzmirliler o gün Ecevit'i bu mesajı almak için dinledi. Dağılırken, zihinleri; onun sözlerini süzgeçten geçirmek ve kendisine göre bir anlam çıkarmakla meşguldü. O da ne? Ecevit tam kürsüden inmişti ki, bir anons. "Sayın Rahşan Hanım'ın alyansı kaybolmuştur. Lütfen, arayalım!" Haydaaa... 15 bin kişinin kafasında ne süzgeç kaldı, ne de mesaj. Hepsi uçuşup gitti. O anonsu yapan kişi daha sonra İzmir Belediye Başkanı oldu: İhsan Alyanak!