Bu türbülanstan çıkılır mı?

A -
A +

Dünya finans politikaları mayıs ayının ikinci yarısında türbülansa girdi. Ne zaman stabilize olacağı da belli değil. Dolayısıyla bütün dünya soluğunu tutmuş, bu dalgalanmanın ana sebebi olan ABD Merkez Bankası'nın (FED) bundan sonra ne yapacağını tahmin etmeye çalışıyor. FED'in spekülasyonları devam edecek mi, etmeyecek mi? Dünya ekonomisinin birdenbire içine girdiği bu türbülansın büyüklüğünü ve ne kadar süreceğini iyi analiz etmek için bazı verilere doğru bakmak lazım. Bu kriz her ülkeyi aynı miktarda etkilemedi bir kere. Batı ekonomileri daha az etkilendi mesela. Ayrıca, bu çalkantıyı kısa sürede minimize edebilecek bir kabiliyete de sahip bu ülke ekonomileri. Bir gerçek daha var; o da, gelişmekte olan ülkelerin de batıya yakın bir nispette etkilenmiş olması. Türkiye hariç! Neden? Bu sorunun cevabı, TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından tertiplenen "Küresel Trendler, Beklentiler ve Türkiye'nin Büyüme Performansı" başlıklı seminerde arandı. Fransız bankası BNP Paribas Ülke Riski Yöneticisi Guy Longueville ile Barclays Bankası Avrupa, Orta Doğu ve Stratejileri Bölümü Başkanı Matthew Vogel konuşmacı olarak davet edildikleri bu panelde tam bir beyin fırtınası estirdiler. İki uzmana göre dünyadaki ekonomik gelişmeler her ne kadar gün geçtikçe daha karmaşık hale geliyorsa da başarılı yöneticiler sayesinde bu karmaşa doğru yönetiliyor ve sonuçta istikrar yakalanıyor. Merkez bankalarının gösterdiği yüksek performansın da önemli payı var tabii bu başarıda. Türkiye'nin yeri Dünya ekonomilerinde sayısız enteresanlıklar yaşanıyor. Son 4-5 sene içinde Asya ve petrol ihraç eden ülkelerin ekonomileri hem büyüdü, hem de zenginleşti. Bu aynı zamanda onların daha fazla döviz ihraç etmelerine de sebep oldu. Cari işlem fazlası veren bu ülkelerin eskiden 2 trilyon dolar civarında olan fonları, bugün 3 trilyon dolara çıktı ki, dünyadaki likidite bolluğu bu nedenden dolayı yaşanıyor. Haliyle, dileyen ülke dilediği anda dilediği kadar borçlanma imkanı bulabiliyor; hem de geçmişe göre çok daha ucuz faizlerle. Avrupa Birliği (AB) sürecinde Doğu Avrupa ülkeleri ciddi bir gelişim yaşadı. AB üyesi olmalarıyla birlikte son dört senedir yüzde 6-7 oranında bir büyüme yaşıyor her birisi de ki, Batı Avrupa'da yüzde 2.5-3 bu oran. İki katı yani. Ayrıca, sermayede doğuya doğru bir kayış yaşanıyor. Dolayısıyla, Doğu Avrupa ülkelerine hiç olmadığı kadar büyük sermaye girişi oluyor. Bu ülkelerde enflasyon da ciddi şekilde kontrol altına alındı. Türkiye de tıpkı Doğu Avrupa ülkeleri gibi enflasyonla mücadelede başarılı oldu. Yabancı sermaye girişi ve sürdürülebilir büyüme performansı da oldukça iyi. Buna rağmen, Türkiye, son krizden en fazla etkilenen ülke oldu! Neden? Yabancı yatırımcıların kafasını kurcalayan en önemli soru bu. Kriz daha da derinleşecek olursa Türkiye hangi tedbirleri alacak ve ne gibi bir program uygulayacak? Zurnanın "zırt" dediği yer burası işte! Bugüne kadar başarıyla sürdürdüğü politikaları, bundan sonra da uygulayıp yüzünün akıyla çıkar mı acaba bu girdaptan? Uzmanlar, pek de karamsar değil aslında. Şayet, siyasi istikrar devam ettirilebilir ve mali disiplin tavizsiz uygulanırsa, neden olmasın? Kur ve enflasyon politikalarını doğru yöneten Türkiye'nin tıpkı Batı Avrupa ülkeleri gibi bu krizden sıyrılıp çıkması hâlâ ihtimal dahilinde. Krizden çıktığı yetmiyormuş gibi hem iç piyasada hem de dışarıda güven tazelemesi de mümkün. Hem de cari açık veriyor olmasına rağmen. Bilhassa Türkiye piyasalarında, "YTL aşırı değerlendi" şeklinde bir görüşün hakim olduğu biliniyor. Haliyle, bu durum faizlerin yükselmesini de getiriyor beraberinde. Şayet, yaptığı son müdahalelerle Merkez Bankası doları 1.5 YTL civarına çekebilirse, bu görüş etkisini kaybedecek ve piyasa iç dinamiklerini yeniden kurmuş olacaktır. Bu gelişmenin ardından faizleri aşağı çekmek de imkân dahiline girmiş olacak tabii.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.