Bu zafer kimin?

A -
A +

AK Parti'nin zaferiyle sonuçlanan bir seçimden geçti Türkiye! Hemen belirteyim ki, bu seçim, sadece AK Parti'nin zaferi olarak görüp geçilecek bir seçim değil. Çok fazla boyutu var ve bir o kadar da derinliği. Evvel emirde halkın hakkını teslim etmek lazım bir kere. Seçmen demokratik hakkını kullanmak için yüzde 84'lük bir ekseriyetle sandık başına gitti. Hem de Temmuz sıcağına ve tatile rağmen yaptı bunu. Tatilini yarıda kesip de boşu boşuna sandık başına gitmez insanlar. Onları oraya gitmeye zorlayan çok önemli nedenlerin olması lazım. Değmeli yani. Değdi mi acaba? Bakalım. Seçmen rejim ve ideoloji kavgalarından hazzetmediğini çok açık bir şekilde ortaya koydu her şeyden önce. Hele bir de değişim ve yeniliğe prim verirken, statükoya gösterdiği tepki vardı ki, tek kelimeyle müthişti. Ayrıca, birlik ve beraberlik mesajı da verdi seçmen. Hem salt Batı'da değil Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da yaptı bunu. AK Parti oylarının 80 ilde artışın başka izahı yok zaten. Bunu böyle bilip kabullenmek lazım. AK Parti oylarının artmasında Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve askerin e-bildirisinin etkisi olmuşsa da halk esas oyu icraatından dolayı verdi AK Parti'ye. Bu konu çok önemli. Çiftçi, memur, ihracatçı... oy vermişse, (ki verdi) icraatın devamı için verdi. Bu seçim sadece halkın sağduyusuyla sınırlı değil tabii. İletişimde kat edilen mesafeyi göz ardı etmek mümkün mü? Seçim yasaklarının bittiği saat 19'a gelmeden dahi sonuçlar üç aşağı beş yukarı belliydi. Bu muazzam bir başarı. Anket şirketleri var bir de. Yaptıkları araştırmalar gerçekten çok isabetliydi. Rakamlar ortaya çıktıkça görüldü bu. Gelelim partilere. AK Parti gerçek bir zafer kazandı. 2 seçmenden birinin oyunu alarak sandıktan çıkan AK Parti, iktidarda olmasına rağmen oyunu yüzde 12 oranında arttırıp sandıktan rekor oy artışıyla çıktı. Bu, Menderes'in 1954'deki başarısından sonra ikinci başarıdır. AK Parti'nin bütün tartışmalara nokta koyacak bir şekilde "merkez parti" olduğunu da gösteriyor sandıktan çıkan sonuçlar. Hem de sadece "merkez sağ parti" değil, solu da kucaklayan bir "merkez parti" bu. Sosyal demokratlıkta AK Parti'nin CHP'den kat be kat önde olduğunu ben değil, sosyal demokratların kendisi söylüyor. Bütün bunların ışığında AK Parti'nin "Türkiye'nin merkez partisi" olduğunun altını çizmek hiç de zor değil. Muhalefetin durumu CHP ise DSP ile iş birliği yapmış olmasına rağmen yerinde saydı! Baykal'ın seçim yeri olan Antalya'da dahi ancak ikinci parti olabildi! Bir ana muhalefet partisi için bundan daha büyük bir hezimet olamazdı. CHP bu hezimeti yaşadı. Partililer şimdi Baykal'ın seçim meydanlarında verdiği sözü tutmasını istiyorlar: "Hadi, Rodos'a kadar yüz ve orada kal!" CHP'nin bir handikabı daha var ki, partinin içini oyacak bu durum. DSP'den 13 isim banko. Yarın, onlar da ayrılıp grup kurmak isterlerse CHP'nin milletvekili sayısı 100'ün altına inecek ve hiç hoş bir durum değil bu CHP için. Oy kaybeden DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Ar damarım var" deyip istifa etti. Onurlu bir davranış tabii. Bakalım, Baykal ne yapacak? Diğer taraftan GP de oy kaybetti. DTP destekli bağımsızlar her ne kadar grup kuracak bir sonuç elde etmişlerse de onlar da geçen seçime göre kan kaybedenler arasındalar. Seçimden başarıyla çıkan bir diğer parti ise MHP. Başka da yok zaten. MHP oyunu ikiye katlama başarısı gösterdi. Eh, şimdi halkın verdiği mesajın ışığında kısa bir değerlendirme yapabiliriz artık. Türkiye seçimde yaşadığı gereksiz gerilimin üzerine hemen bir sünger çekmeli. Çünkü, Türkiye'nin önünde bin bir mesele var ve her birisi diğerinden önemli. Türkiye batısında Avrupa, doğusunda Amerika ile komşu. Ayrıca, dünyanın geleceğini şekillendiren merkezi bir coğrafyanın üzerinde duruyor. Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere sayısız ham madde bu bölgede. Üstüne üstlük kan ve barut kokusu da burada. Türkiye'nin dibinde yaşanan bu gelişme ve değişimin şekillenmesinde kendi pozisyonunu alırken sükunete ihtiyacı var. Bu da istikrarla olur. AK Parti oyunu 5 milyon daha arttırıp 340 milletvekiliyle tek başına iktidar olma gücüne sahip oldu olmasına ama daha önce 353 milletvekiliyle cumhurbaşkanını seçememişti. Bunu da göz ardı etmemek lazım. Devlet Bahçeli, her ne kadar "Milletimiz MHP'ye muhalefet görevi verdi", dediyse de bu söz erken söylenmiş bir söz. Seçimin iki galibi AK Parti ve MHP'nin iş birliği yapıp hemen "Cumhurbaşkanı Seçimi"ni gerçekleştirmeleri ve "Sivil Anayasa"yı hazırlamaları gerekiyor. İsteseler de istemeseler de vatandaş bu görevi onlara verdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.