TÜİK'in yaptığı düzenleme ile milli gelir rakamı yüzde 31.6 oranında yükseldi. Kağıt üzerinde de olsa, olumlu bir sonuç bu. 2006 yılı sonunda açıklanan milli gelir 400 milyar dolar idi mesela. Yeni hesaplamayla 526.4 milyar dolar oldu. Ki, dosta düşmana Türkiye ekonomisinin büyük bir ekonomi olduğunu gösterdi. Milli gelir malum, o ülkenin bir sene içinde gerçekleştirdiği mal ve hizmet üretiminin maddi değeridir. Hükümetin "2013'te 10 bin doları bulacak" diye açıkladığı kişi başına düşen milli gelir de değişiyor. Bu gidişle 2009'da ulaşılmış olacak bu rakama. O da iyi tabii. 2007 yılı büyüme hızı da arttı. Daha önce 9 ayda yüzde 3.8 olarak açıklanan rakam, yüzde 5 olarak düzeltildi çünkü. Artış sadece milli gelirde olmadı onu da söyleyeyim. Cari açık yüzde 7.9'dan yüzde 6'ya; Dış borcun GSMH'ya olan oranı yüzde 51.9'dan yüzde 39.4'e geriledi. Kamu borcunun GSİYH'ya oranı yüzde 45'ten yüzde 34'e inerken, bütçe açığı da yüzde 1'den yüzde 0.76'ya geriledi. Bunlar moral verici gelişmeler elbette ki. Türkiye'nin kredibilitesi arttı. Bu da hem daha düşük faizle borçlanma imkanına kavuşması, hem de yabancı sermayenin ülkemize daha rahat akması anlamına geliyor tabii. Ama asla, rehavete kapılıp yan gelip yatmak gibi bir anlamı yok bunun. Hükümetin bu rüzgarı arkasına alıp reformları hemen gerçekleştirmesi lazım. Kağıt üzerindeki bal henüz vatandaşın ağzına sürülmedi çünkü. Master planlar gerekiyor bunun için. Piyasada yaprak kımıldamıyor. İade çek oranı yüzde 35-40! Ne sanayicide para var, ne de tüketicide. Yine TÜİK'in hesaplamalarına göre Türkiye'de hane başına düşen gıda ve içecek harcaması 304 YTL. Açız yani. Dünya "küresel ısınma" ile nasıl cebelleşeceğine henüz karar verememişken, "gıda" problemi baş gösterdi. Küresel ısınma kuraklığı, kuraklık da gıdayı vurdu ve gıda üretiminde yüzde 25'lik bir düşüş yaşandı. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz "Vatandaş yemeden içmeden kesildi" dedi ve bu kötüye gidişe bir dur denilmesini istedi. Kopuz'un taleplerinin hepsi makul ve bir o kadar da elzem talepler. Sanayinin korkulu rüyası haline gelen kayıt dışı ile sıkı bir mücadeleye girişmek lazım ki, yabancı sermaye gelsin. Türkiye'ye gelip gıda ve içecek sanayinde faaliyet gösteren yabancı firma sayısı henüz 61. Komik bir rakam. Gelmeme nedeni kayıt dışı. Tarım ve sanayi envanterinin olmaması da büyük handikap tabii. Dünya bugün 320 milyar dolar gıda ve içecek ürünü ihraç ediyor. Şayet,Türkiye bu pazardaki 10.5 milyar dolarlık payını büyütmek istiyorsa; Şemsi Kopuz'un sözüne kulak vermek zorunda.