Türk televizyon dizisi seyretmek, komşu ülkelerde de moda oldu. Hem de ne moda. Adamlar televizyona yapışıyorlar âdeta. Bizzat şahit oldum. 3 sene önceydi, Şam'da bir hediyelik eşya mağazasına girdim. Adam televizyon seyrediyordu. Ne istediğimi söyledim. Dönüp bakmadı bile. "Dizi bitsin, sonra" deyip devam etti. Televizyonda "Kurtlar Vadisi" oynuyordu. "Muhteşem Yüzyıl" hakeza; o da öyle. Ruslar ve Ermeniler dahi bayılıyorlar bu diziye.
"Muhteşem Yüzyıl"ın bir de hikâyesi var. Anlatayım. Dizi çok rağbet görünce, Kaleseramik ona uygun bir koleksiyon hazırlamaya karar veriyor. Araştırma şirketi durur mu? Kolları sıvamış hemen. Dizide "harem" muhabbeti fazla ya, "Koleksiyonun adı 'Harem' olsun mu" diye soruyorlar vatandaşa. Kadınlar, "Harem çok kadınlı istemeyiz" diye tepki veriyorlar bu isme. "Osmanlı olsun mu?" Ona da "Çok ciddi" diye itiraz eden kadınlar; "Biz evimizin sultanı olmak isteriz" diye kestirip atıyorlar. Kaleseramik de "Saraylı" koyuyor koleksiyonun adını. Enderun Serisi çok tutuyor.
Kale Grup Başkan Yardımcısı İhsan Karagöz, "Koleksiyon çok ilgi gördü" dedi ve yeniden ürettiklerini söyledi. Bu işin ticari kısmı. Fakat, hikâye burada bitmiyor. Koleksiyonun hazırlanması esnasında, Topkapı Sarayı'na gidip geliyor; oradaki banyo ve tuvaletleri inceliyorlar. Birçoğu eskimiş. "Bizim ilham kaynağımız oldu ve çok güzel bir koleksiyon hazırladık. Eskimiş olanları yenileyelim de minnet borcumuzu ödeyelim" diye bir teklif götürüyorlar. Topkapı Sarayı yetkilileri "Çok iyi olur" deyince; 11 tuvaleti aslına uygun yeniliyorlar. Hem de bilabedel.
İhsan Karagöz, açılış töreninde yaptığı konuşmada "tuvalette kullanılan seramiklerin üzerindeki varaklar altından" deyiveriyor. Tuvalet taşlarının tamamının altın olduğunu sanan uyanıklar bir fırsatını bulup delik deşik ediyorlar o güzelim tuvaleti! "Tekrar yaptık" dedi Karagöz.
Böyle sürprizler yaşanmış yaşanmasına ama "Saraylı Koleksiyonu" çok büyük ilgi görmüş. Orta Doğu'dan tutun da Balkanlara, Kafkaslara kadar gitmiş ünü. Sipariş veren verene. Bir dizi sadece sosyal ya da siyasi etki yapmakla kalmıyor; ekonomiye de ivme kazandırıyor demek ki.
Bu tasarımları yapıp vatandaşın beğenisini kazanmak kolay değil elbette ki. Sıkı bir çalışma gerektirir. Kaleseramik'in çok iddialı bir Ar-Ge Merkezi var ve 30 milyon TL yatırım yapılan bu merkezde 50 Ar-Ge elemanı görev yapıyor. İhsan Karagöz, "ciromuzun yüzde 2.2'sini Ar-Ge'ye ayırıyoruz" dedi. Ki, Türkiye ortalamasının iki katı bir miktar bu.
Gerçekleştirdiği Ar-Ge yatırımları Kaleseramik'i global oyuncuları arasında zirveye taşıdı ve bugün Avrupa'nın üçüncü büyük seramik ve karo üreticisi yaptı. 100'den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Kaleseramik'in geçen sene yüzde 15 büyüdüğünü bildiren Karagöz, Orta Doğu ve Afrika pazarında da çok iyi durumda olduklarını söyledi.
Çan'daki tesisleri ile "dünyanın en büyük entegre tesisi" konumuna gelen Kaleseramik'in 3 sene içinde 20 milyon euro tutarında yeni yatırım planladığını bildiren Karagöz, İtalyanların "Edilcuoghi" markasını satın aldıktan sonra Avrupa'da daha da büyüdüklerinin altını çizdi.