CHP!..

Seviyorum CHP'yi, hem de çok! Yo, ideolojisinden ve icraatlarından kaynaklanan bir sevgi değil bu. Güldürüyor beni de ondan. Öyle hoş şeyler oluyor ki partide, gülmek için başka bir şeye ihtiyaç duymuyorum. Oturduğum yerde atıyorum stresimi. Ayrıca, bu parti için "Muhalefet yapmıyor" diyenler var ya, işte onların hepsinin ağzına biber sürmek için yanıp tutuşuyorum, onu da söyleyeyim peşinen. CHP'deki muhalefetin bir benzerini daha gösterin bana, dişimi kırayım. Muhalefet demek illâki iktidarı silkelemek değil herhalde değil mi? Sadece son aylarda olanlara bakan bile anlar ne dediğimi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın karşısına önce Kemal Derviş'i çıkardı parti içi muhalifler ama Derviş, o taraklarda bezi olan biri değildi, bir sonuç çıkmadı tabii. Kemal Derviş bir partiyi bölebilir belki ama mevcut lideri devirecek bir potansiyel yok onda. İcraatlarıyla sabit bu. Derviş'in sosyal demokratlık adına ortaya attığı bazı fikirler var ki, değil Baykal, hiçbir CHP'linin kabul edeceğini sanmıyorum onun söylediklerini. Sosyal liberal sentezi mesela. İnançlara saygılı bir liberalizm savunuyor ki, olacak şey değil! Hangi CHP kurmayı kabul eder bunu da Baykal hoşgörü göstersin? Deniz Baykal zaten "Cumhuriyetin temel ilke ve değerlerinden taviz veren bir parti olmayacağız" deyip Derviş'i ve arkasındakileri susturdu. Derviş'ten umudunu kesen Baykal muhallifleri bu sefer de Mustafa Sarıgül'ü sürdüler öne. Baykal, sabırlı adam. "Bu işi magazinleştirmeyin" filan diye kibarca ikaz etti arkadaşlarını ama dinleyen kim? Sarıgül de Sarıgül!.. Partililerin baskısından bunalan Baykal bu işe bir son vermek maksadıyla, partili manken Tuğba Özay'ı yanına alıp bir hamle daha yaptı. Alın size magazin. Tuğba, bu işin âlâsını yapar. Unutun Sarıgül'ü! Derviş sustu ama muhalifler susmadı tabii. Sarıgül de Sarıgül!.. Bu sefer Baykal, Sarıgül'ü ihraç kararı aldı ama o Derviş gibi değil ki. "CHP'li doğdum, CHP'li öleceğim. Beni partiden atarlarsa, doğru mahkemeye giderim" diye ayak diredi. Ki, yargı da ondan yana. Baksana, ihraç edilenler kanun yolunu kullanıp tekrar döndüler CHP'ye. "CHP muhalefet yapmıyor" diyenlere soruyorum: Daha ne yapsın bu parti?!. Parti içi muhalefet ilk değil CHP'de. Ta, İsmet Paşa'ya kadar gider ucu. O da Atatürk'ün arkasından az yapmadı hani. Kendi adına para bile bastırdı ama Celal Bayar gibi bir kurt politikacı, mani oldu tüm bunlara. İsmet İnönü de Ecevit'ten çekti tabii. Ecevit, duygusaldı. Şiir yazıp sonra da yazdığına aşık olurdu filan ama azimli adamdı. Sonunda devirdi İnönü'yü. "Karaoğlan" namıyla hayli işler yapıp hep mavi gömlek giydi. Başbakan olup "Ak güvercinler" uçurdu. Baykal palazlanınca ağzının tadı kaçtı tabii. Parti içi muhalefet aldı yürüdü. Bazen öyle uzun sürdü ki, hiçbir polemiğe girmemesine rağmen aradan sıyrılan Erdal İnönü bile başbakan yardımcısı olup Süleyman Demirel'in rahle-i tedrisinden geçti. Ben şahsen Baykal'ı anlıyorum. Değil başbakan, bir kere başbakan yardımcısı bile olmadı. Başı da kel değil halbuki! Yazık! Beni esas şaşırtan şey, "Benim partim" diyen bir lider olan Baykal'ın "Bizim partimiz" diyen Sarıgül ve Derviş gibilere daha ne kadar dayanabileceği? Ha, CHP ile YTP arasındaki sıcak ilişki de ayrı bir âlem tabii. Çok güleceğimiz gelişmeler oradan da çıkabilir, unutmayın! > MI ACABA?!. Erdal İnönü, 'Babam, AÜ Fen Fakültesini benim için açtı' demiş... İlk değil ki bu, memleket eş-dost için açılan okul ve fabrikalarla dolu! *** Türkiye'de hukukî boşluktan 4 aydır gıda denetimi yapılmıyormuş... Ne olmuş yani, denetim elemanları maaşını alıyor ya sen ona bak!