Bir ülkenin ne kadar kalkınmış olduğunu anlamak için sadece GSMH'dan aldığı paya bakmak, bakanı doğru sonuca götürmeyebilir. Kaldırımlarının yüksekliği de bir ölçü mesela; ona da bakmak lazım. Kaldırımın yüksekliği ile medeniyetin yüksekliği ters orantılıdır. Kaldırım yüksekse, bitti. Semtinizdeki kaldırımlara bakın; yüksekse şayet, hemen terk edin o semti. Medeniyet seviyesi düşük bölgelerde yaşanmaz çünkü. "Bildiğin öyle bir yer var mı?" diyerekten benimle kafa yapmaya çalıştığını hissedebiliyorum. Maksadım o zaten! Hiç olmazsa bu bahaneyle şöyle bir bakarsınız etrafınıza. Bakın da görün yarım metreye varan o çirkin kaldırımları. Sonra da "Ben burada mı yaşıyorum" diye kendinizi çimdikleyin!.. Çöpe giden atık da öyle. Atıklarını geri dönüşümle kazanan ülkeler medeni, kazanamayıp çöpe atanlar gayri medeni, bu kadar basit!.. Avrupa Birliği ülkelerindeki belediyelerin tamamı çöpünü ayrıştırıyor. Türkiye'de ise 3 bin 215 belediyeden sadece 11'i yapıyor bu işlemi. Türkiye'nin AB standardını yakalayabilmesi için 25 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor! Vay anam vay! Medeni olmak öyle lafla olmuyor demek ki. Yatırım yapmak da icap ediyor. Lafa geldi mi, mangalda kül bırakmıyoruz ama yatırım söz konusu olunca, ara da bulasın!.. Yatırım, dediysem ölü yatırım değil haa! Akıllı yatırımların illaki geri dönüşü oluyor. Yeter ki doğru yapılsın bu yatırım. Evlerde ve iş yerlerinde biriken çöpler ne oluyor? Çöp kutularına, oradan da belediyenin çöplüğüne değil mi? Çöp bidonlarını karıştırıp kağıt, plastik ve tenekeleri ayrıştıran var ama bunun nasıl olduğu belli. Elin oğlu böyle yapmıyor halbuki. Daha evde ayrıştırıyor aileler bu çöpleri. Kağıdı ayrı, teneke ve plastiği ayrı saklıyor. Çöp bidonuna atarken de öyle. Kağıdı kağıt, plastiği plastik, metali metal, camı da cam bidonuna atıyor. Bunun ne faydası var, derseniz anlatayım. Bu atıkların hepsi geri dönüşüm sayesinde tekrar kağıt oluyor ve tekrar kullanılıyor. Hem çevre de kirlenmiyor böylece. Cam, teneke, metal... hepsi öyle. Kağıt şayet yemek artığı ile aynı kaba konulmuşsa, bu kağıdın geri dönüşümü olur mu? Olsa bile yüzde 60-70 fire veriyor! Kaybı görüyor musunuz? Geçenlerde Çevko Yürütme Kurulu Başkanı Ferid Ekmekçioğlu ile konuştum bu mevzuu. ÇEVKO malum, Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı. 1991 yılında kurulan ÇEVKO 2002 yılında Yeşil Nokta belgesini aldı. Kanun kağıt, cam, teneke ve plastik ambalaj malzemesi kullanan firmaları, bu ürünlerin yüzde 37'sini geri toplamaya mecbur etmiş. O firmalar da Türkiye'deki tek yetkilendirilmiş firma olan ÇEVKO ile anlaşıp bu yükümlülüğü onun verdiği hizmet aracılığıyla yerine getiriyor. ÇEVKO da sayısı 200'ü bulan lisanslı firma ile sağlıyor bu geri dönüşüm işlemini. Kaynağında ayrıştırma yöntemi uygulanmadığı için maliyetler yükseliyor tabii ve ÇEVKO ile firmalar arasında daima bir fiyat kavgası yaşanıyor ister istemez. Bunu önlemenin tek bir çaresi var: Eğitim. De... kim verecek o eğitimi?