Geçen hafta sonu Türkonfed'in ilkini gerçekleştirdiği "Yerel Dinamikler" toplantısı için Çorum'a gitmiştim. İyi ki gitmişim. Görkemliydi. Türkonfed de, Çorum da birer marka. Türkonfed bölgeler arası farklılığın kaldırılması hususunda müthiş bir bilgi birikimine sahip. Çorum ise ortak aklı kullanan ve büyüyüp rekabet şansını arttırmak için güç birliği yapan müteşebbislerin şehri. Bu iki değerin buluştuğu bir toplantı olur da o toplantı görkemli geçmez mi? Muhteşemdi. Bilgi doluydu. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın iştirakiyle hepten zirve yaptı. 10 binden fazla üyesi olan ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (Türkonfed) Türkiye'nin ekonomi haritasını çıkarmaya başladı. "Yerel Dinamikler" başlıklı bu toplantıların ilki Çorum'da yapıldı. Türkonfed Başkanı Erdem Çenesiz bölge kalkınmalarının "milli" bir mesele olduğuna vurgu yaptı ki, yerden göğe haklı bu düşüncesinde. Türkonfed işte bu milli görevi ifa ediyor şimdi. Kalkınma Ajansı fikrini ilk ortaya atan STK belki de Türkonfed idi. Ajanslar kurulduktan sonra daha da arttı Türkonfed'in aktivitesi. Hepsinde görev alıp bilgi birikimini orada da paylaşmaya devam ediyor. "Yerel Dinamikler" toplantılarının Çorum'da gerçekleştirilmesi isabetliydi yani. Çorum tüm Türkiye'ye örnek olan bir vizyonu temsil ediyor çünkü. Türkiye'nin kiremit ihtiyacının yüzde 40'ı bu kentte üretiliyor. Tuğlanın ise yüzde 20'si. Bu başarıyı elde etmelerinin bir nedeni var ama. Çorum'da toprak sanayicileri birleşip çok ortaklı şirketler kurdular da ondan. Güçlerini birleştirip maliyetleri aşağı çektiler ve aynı zamanda rekabet şanslarını arttırma imkânına kavuştular. Diğer sanayi kollarında da devam ediyor bu güç birliği. İşte bu nedenden dolayı, Türkiye iktisat literatürüne "Çorum modeli" diye girdi bu güç birliği modeli. Çorum malum, leblebi kenti. Ulu Cami ve Saat Kulesi civarında yaptığım kısa gezide mis gibi leblebi kokusu teneffüs ettim. Leblebi kavuran fırınların da, kuruyemişçilerin de merkezi orası çünkü. Zeynep Yarımca isimli bir pastane işletmecisi, yaptığı leblebi kurabiyesi ile sarı leblebi ürünlerinin çeşitlenmesine neden oldu ve Türkonfed'in "İnovasyon Ödülü"ne layık görüldü. Fakat Çorum sadece leblebi ve pirinç ile anılan bir kent olmaktan çıkalı çok oldu. Makine sanayinde, tıbbi cihaz üretiminde iddialı hale geldi. Un ve çimento fabrikaları da öyle. Çorum'da konaklama yerleri de yaygın. Anitta Otel'de kaldık mesela. 5 yıldızlı bu otel, İstanbul'daki otelleri aratmayacak kadar konforlu ve bakımlı. Çorum'un en büyük eksiği ulaşım. Karayolu fena değil ama yetmiyor. Çorum'a demir ve hava yolu da lazım. Hem sanayi için lazım bu, hem de tarım için. Hele turizmin olmazsa olmazı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan "Havalimanı için gerekli çalışma yapılıyor" dedi ve bu sözü müjde kabul eden Çorumlu iş adamları fazlasıyla sevindi. Çorum'a gidilir de Hattuşaş gezilmez mi? Gezdim tabii. De... bir sonraki yazıma sakladım gördüklerimi anlatmayı. Teferruatlı yazacağım; çok önemli çünkü.