Tarih boyunca pamukla özdeşleşen Çukurova, tarlalarının yarısından çoğuna mısır ekti. Üretim 4 milyon 200 bin tona ulaştı.
PAHALI GİRDİ FİYATLARI
Çukurova çiftçisi asırlardır ekimini yaptığı pamuk para etmeyince bıraktı, mısır ekimine yöneldi. Fakat, bürokrasi ve pahalı girdi fiyatları çiftçiyi kara kara düşündürüyor.
Çukurova çiftçisi, para kazanamayınca pamuktan vazgeçip narenciye, susam ve mısır gibi alternatif ürünlere yöneldi. Son 10 yılda mısır ekiminde müthiş bir patlama oldu ve bugün Çukurova topraklarının yüzde 80'ininde bu ürün üretiliyor. Türkiye üretiminin yarısı.
Pamuk nasıl geçmiş senelerde Çukurova için "beyaz altın" ise mısır da bugünün "sarı altın"ı. Çukurova malum, dünyanın üçüncü büyük ovası. Eni 50, boyu 100 kilometreyi bulan koskoca ovada şimdi mısır koçanları sallanıyor.
Türkiye senede 4 milyon 200 bin ton mısır tüketiyor. Bunun bir kısmı yem olarak, diğer bir kısmı ise sanayide kullanılıyor. Nişasta, yağ, glikoz, bioetanol, biodizel başta olmak üzere 220 endüstri ürünü elde ediliyor mısırdan. Son senelerde yaşanan kuraklık ve enerjide yaşanan sıkıntıdan dolayı mısır aranan ürünler listesine girdi. Nasıl girmesin ki? Besin değeri yüksek bir gıda. Ayrıca, mısırdan araçlarda yakıt olarak kullanılan biodizel ve bioetanol elde ediliyor artık.
Bu fonksiyonundan dolayı mısırın fiyatı bütün dünyada arttı. Çukurova çiftçisi en son teknik ve teknolojiyi kullanarak üretim yapıyor. Dolayısıyla ne kalite problemi var, ne de verimlilik. Fiyatlar da üç aşağı beş yukarı dünya fiyatlarına denk bir duruma geldi.
Ancak, mazot, tohum ve ilaç gibi girdi maliyetlerinin yüksek olması, Çukurova çiftçisinin belini bükmeye devam ediyor. Bir de yanlış politikalar buna eklenince, çiftçi; önünü göremez oluyor!
BABA-OĞUL
Sunar'ı kuran Nuri Çomu işleri oğlu Hüseyin Çomu'ya devretmiş ama iş çiftçinin hakkına geldiğinde anında müdahale ediyor
Ah şu kota olmasa
Dedim ya mısır üreticisi kadar sanayicisi de dertli. Sunar Gıda mesela. Türkiye'nin beş nişasta fabrikasından biri. Yağ da üretiyor, glikoz da. Gelin görün ki, glikoz şurubu "Şeker Kanunu"na dahil edildiğinden kotalı. Sunar Genel Müdürü Hüseyin Çomu, "Türkiye komşu ülkelerin hepsine ihracat yapma imkanına sahip. Fakat, kotadan dolayı yüzde 25 kapasite ile çalışıyoruz." Nuri Çomu 1987'de kurmuş Sunar'ı. Bugün oğlu Hüseyin Çomu yönetiyor fabrikayı ama babasının koyduğu kurallar dahilinde. İthal mısır ucuz ya. Bir defasında Hüseyin Çomu, ithal mısır ile üretim yapmaya kalkışmış. Nuri Bey, "Olmaz" demiş. "Ben çiftçiye ne derim sonra?!." Genç adam "Almayacağız" deriz deyince Nuri Bey; "Bu fabrikayı kurmamın ne gayesi kalır o zaman" deyip mevzuu kapatmış.
30 milyon $'lık yatırım bekliyor
Ahmet Tezcan, Tezkim'in sahibi. Tezkim bioetanol üretiyor. Petrol fiyatlarındaki aşırı artış bütün dünyayı alternatif enerji kaynaklarına yöneltti. Bioetanol de bunlardan biri ve mısırdan elde ediliyor. Ayrıca, çevreci bir yakıt. Dünyadaki bu akımı gören Tezcan bioetanol fabrikası kurmuş. Amerikalı firmaya 30 milyon dolar ödeyip hem de. Fabrikada her şey orijinal. Mükemmel bir tesis. Gelin görün ki, test üretiminden sonrası yok. "Üretimi yaptık" dedi Ahmet Tezcan. "Ürünümüzü bütün akaryakıt firmaları beğendi ama iş satmaya gelince, kimse yanaşmadı."
"Benzinde yüzde 2 nispetinde bioetonol kullanılabilir" diye kanun var halbuki. BP, Chell, Petrol Ofisi... hepsine gitmiş Tezcan. Aldığı cevap aynı: "Satamayız!" Ahmet Tezcan yüzde 2'nin yüzde 5'e çıkarılmasını ve etonol kullanımının mecburi hale getirilmesini istiyor. "Bu olursa, mısırı piyasadan 5 kuruş fazla fiyatla almaya hazırım" dedi Tezcan.
Önce prim açıklanmalıydı
Nur Özkan, çiftçi. Yaklaşık 2 bin dönümü bulan tarlada tarım yapıyor. Eşinin vefatından sonra ziraat yapmaya başladı. Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı aynı zamanda. Çiftçinin yanında olması ve onların her derdi ile ilgilenmesi "Hanım Ağa" namını da kazandırmış kendisine. Nur Özkan'ın ön büyük özelliği, belki de en birincisi; dobralığı. "Doğruya doğru" dedi Özkan. " Keşke, destekleme primleri daha önce açıklansaydı" dedi. Destekleme primi, çiftçinin planlama yapması bakımından çok önemli çünkü.