Her iktidarın dalkavuğu olur. Olsun, ne var bunda? İster bürokrat olsun, ister şirket patronu, isterse hükümet... hiç fark etmez. İlla ki bir dalkavuk ordusu çepeçevre sarar o iktidarın etrafını. Kötü mü? O da değil! Değil, çünkü; dalkavuk, eğlendiricidir; insanın stresini alır. Lüzumlu, luzumsuz onlarca olayla cebelleşirken kaybettiğiniz enerjiyi size geri kazandırıp moral verir. Motivasyon sağlar. Dalkavuğun en büyük özelliği kuyruk sallamasıdır ki, çok usturuplu yapar bunu. Fakat, dozu fazla kaçarsa; bağımlılık yapar ki, o da çok tehlikelidir. Kendisine dalkavukluk yapılan ile dalkavuğun farkı burada çıkar ortaya. Dalkavuğun, sorumluluğu yoktur mesela. Dolasyısıyla, dalkavukluğun dozunu, kendisine dalkavukluk yapılanın ayarlaması lazımdır ki, bu da çok kolay değildir haa!.. Kendisine kuyruk sallanılmasına alışan birçok kişi, bu işin bağımlısı olmuş ve daha, daha, daha diye diye bu köpüğün içinde boğulup gitmiştir. Böyle bir riski var yani bu işin. Dalkavuk becerikli ve damardan girmesini biliyor, kendisine dalkavukluk edilen de bağımlı hale gelmişse; eh, bu iş bitti demektir ki, herkes, çevresindeki sayısız örnekten dolayı bilir bunun böyle olduğunu. Demek ki mesele, kuyruk sallayıp sallamaması değil, kuyruğun gövdeyi sallamasına müsaade edip etmemek meselesidir. Türkiye, tek başına iktidarı en son Özal döneminde gördü ve o gün Özal'ın da dalkavukları vardı. Sayıları da hiç az değildi hani. Tek parti iktidarları, dalkavuklara arayıp da bulamayacakları bir zemin hazırlıyor çünkü. Fırsat bu fırsat, deyip Özal'ı her gördükleri yerde ona kuyruk sallayıp, el ovuştururlardı. Fakat, Özal onlara gülüp geçti. İşi tadında bırakmayı bildi yani. AK Parti Hükümeti de tek parti iktadarı. Onun da çevresinde fazlasıyla kuyruk sallayan dalkavuk olması, eşyanın tabiatının gereği... Olsun, dediğim gibi hepten de kötü değil bu. Önemli olan dozu iyi ayarlayıp kuyruğun gövdeyi sallamasına müsaade etmemek, ki bu da iktidara düşüyor... Medyanın önemli bir güç olduğunu kim inkâr edebilir ki? Toplumun gözünün içine baka baka, başbakan başta olmak üzere hükümet üyelerini uçurup göklere çıkarabilirler. İktidarların buna çok dikkat etmesi lâzım. Bir an gelir, medyanın pohpohlamasıyla rotalarının şaştığını fark ederler ama o vakit de iş işten geçmiş olur. AK Parti İktidarı yanlış yapıyor demek istemiyorum. Etraflarında dalkavuk var diye onları suçlamıyorum da ama yine de dikkatlerini çekmek istedim. Erdoğan Hükümeti, bir buçuk yılı devirdi, ikinci yılına giriyor. Zaman su gibi akıp gidiyor. İstihdam problemi bir dağ gibi önlerinde duruyor hâlâ. Bu dağı devirmek hiç de kolay değil. Ancak, zamanı iyi kullanmakla ve önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmekle olur bu. Vergi ve sosyal güvenlik reformu daha yapılmadı. Hukuki altyapı henüz sağlam değil. Sanayi ve tarım envanterini çıkarmaya başlanmadı bile. Dostça ikaz bizden... MI ACABA?!. Gençlik, çalışmadan zengin olma peşindeymiş... Önlerinde sayısız örnek var da ondan! *** GAP projelerine AB'den 20 trilyon liralık destek gelmiş... Olsa destek çok ama maalesef proje yok! *** Erkekler görür, kadınlar hatırlarmış... İkisinin birbirini tamamlaması ancak böyle oluyor işte! *** Alman kadın, öldürdüğü kocasını köpeklerine yedirmiş... Dostu köpek olandan başka ne beklenir ki?