Çok sayıda ekonomi yazarı ve editörü oturmuş Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u dinliyorduk. Bir nev'i sohbet. Biz soruyor o cevaplıyordu. Kurtulmuş, 2000'den bu yana uygulanan ekonomik politikaları "Dubai Modeli" olarak nitelendirdi ve özetle, bu politikaların 70 milyon nüfuslu Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmadığını söyledi. Ayrıca, Türkiye'nin başta tarım olmak üzere birçok sektördeki iddiasını kaybettiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Halbuki Türkiye sahip olduğu iç kaynakları ve elinde tuttuğu havza potansiyelini harekete geçirmiş olsaydı bugün neredeyse GSMH'sı kadar borçlu bir ülke durumuna düşmezdi" dedi ve Türkiye'nin İslam Dünyası'nın Amiral Gemisi olma özelliğini hatırlattı. Sohbetin koyulaştığı bir noktaydı. Cep telefonlarımızdan Davos'la ilgili mesajlar akmaya başladı. Aynı anda Kurtulmuş'a da bir not geldi. O da Davos'la ilgiliydi. Gündem birdenbire değişti tabii. Numan Kurtulmuş'un ilk tepkisi, "Bu meselenin yeri Davos değildi" şeklinde oldu. Ardından da, "Elimizdeki verilere göre konuşuyorum" deme ihtiyacını duydu. Çünkü, gelen notta sadece Başbakan Erdoğan'ın sarf ettiği sözler vardı. Filistin ve Gazze konusunda Saadet Partisi sayısız miting gerçekleştirmiş ve âdeta bu konunun bayraktarlığını yapmıştı. Tayyip Erdoğan yaptığı bu çıkışla o kozu da mı alıyordu acaba Saadet'in elinden?!. Her ne olursa olsun, Türk toplumunun Filistin'de yaşanan haksızlıklara bir bütün halinde tepki verdiğini ve bu konuda tek yürek olduğunu söylemek mümkün. Partili, partisiz her Türk insanı, Gazze'de yaşananları yüreği yanarak izlemiş ve her vesile ile İsrail'i kınamıştır. Gelelim işin diplomatik boyutuna. Bu olayı iki yönlü incelemek lazım. Birincisi, Akdeniz çanağı. İkincisi, dünya. Akdeniz insanının tavrı malum. Anında tepki ver ve en son söyleyeceğini ilk başta söyle!.. Şimon Peres'in Erdoğan'ı tahrik etmediğini söylemek mümkün değil bir kere. Konuşması, tahrik ediciydi. Erdoğan da çabuk öfkelenen bir insan. Ateşle barut yan yana gelince patladı tabii. De... dediğim gibi kendi coğrafyamız içinde puan alan yine de Tayyip Erdoğan oldu. Hele Orta Doğu halkı arasında. Türkiye'de nasıl kahraman olmuşsa, bölge halkı arasında da kahraman oldu Erdoğan. Dünyaya gelince. Evet, bilhassa Kuzey Avrupa halkı daha diplomatik davranmaya özen gösteren bir yapıya sahip. Bu doğru ama neticede onlar da insan. Gazze'de yaşananları onlar da gördü. Şimon Peres üzerinden İsrail'e böyle bir tavır konulmasını onlar da anlayışla karşılayacaktır mutlaka. Yani, olan oldu ve İsrail'e söylenmesi gereken söylendi. Yeter ki, Recep Tayyip Erdoğan, Numan Kurtulmuş'un işaret ettiği o "Amiral Gemisi" rolünü üstlenmeye kalkışmasın. Öyle bir durumda, her ülke pozisyonunu gözden geçirme ihtiyacı duyabilir. Türkiye'nin şimdiki rolü arabuluculuk çünkü. Yani, herkese aynı mesafede duruyor.