TCDD'nin işlettiği 7 liman vardı. Haydarpaşa, Derince, Alsancak, Mersin, Bandırma, İskenderun ve Samsun. Bandırma Limanı özelleştirildi ve Çelebi Holding aldı. Mersin'i Akfen, İskenderun'u Limak, Derince'yi Türkerler Ortak Girişim Grubu, Samsun'u ise Cey Group. Geriye kala kala Haydarpaşa kaldı. Ki, o zaten özelleştirme dışı. Bu limanların en belirgin özelliği tren hattına sahip olması. Samsun Limanı'nı alan Cey Group Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı'yla sohbet ederken söz döndü dolaştı verimliliğe geldi. Avcı, kamu ile özel sektör arasındaki farkı anlatırken işletme giderlerini misal verdi. Limanları kamu işletirken personel harcamaları liman işletme giderlerinin yüzde 80'i buluyordu! "Halbuki" dedi Avcı, "Bu oranın yüzde 30'u geçmemesi lazım." Bu sadece gider yanı. Bir de tesisisin işletme politikası var. Yönetimi yani. Yine Avcı'ya kulak verelim. "Liman işletmesini devraldıktan sonra Erdemir'e gittim. Beni karşılarında gören Erdemir yetkilileri âdeta şok geçirdi. 'Biz eskiden liman müdürüne ulaşamıyorduk. Şimdi patron bizim ayağımıza geldi' diye ifade ettiler şaşkınlıklarını!" Nasıl gitmesin ki? Adamın eli taşın altında! Tamı tamına 125 milyon 200 bin dolar para ödemiş o limanın işletme hakkını devralmak için; o da 36 seneliğine. Üstüne üstlük 32 milyon dolar da harcama yapmayı planlamış. Avcı, daha şimdiden 20 milyon dolar harcayıp iş makinelerini değiştirdiklerini ve en son teknolojiye sahip vinç koyduklarını belirterek; işçilik harcamalarını yüzde 25'e çektiklerini söyledi. Yüzde 80 nere, yüzde 20-25 nere? Sadece işçilik harcaması olsa yine iyi? İşletme özel sektöre geçince tüm hizmet anlayışı değişiyor ve bu değişimle birlikte zincirleme bir kazanç dönemi başlıyor. Yükleme süratlendiği için gemilerin limanda bekleme süresi azalıyor bir kere. Bu da tabii, navlun bedellerinin aşağı çekilmesine neden oluyor. 8 ay gibi kısa bir sürede yük kapasitesinin yüzde 35 arttığını belirteyim de varın siz düşünün gerisini. Bu sadece Samsun Limanı'na mahsus değil, haaa. Özelleştirilen tesislerin tamamında yaşanıyor bu verimlilik artışı. Türkiye'nin komşularıyla olan ticari ilişkisi gün geçtikçe artıyor. Liman ve kara yolu olduğu kadar tren yolu da önem arz ediyor tabii. De... tren yolu hâlâ kamuda. Kamu işletiyor yani. Liman işletmeciliği ne ise demir yolu işletmeciliği de o!.. Ali Avcı, "Şayet demir yollarının verimli hâle gelmesi isteniyorsa, bunun tek bir yolu var: Özelleştirilme" dedi. Yerden göğe haklı. Demir yolu taşımacılığı ucuzladıkça navlun fiyatları düşer ve bu da Türk firmalarına rekabet şansını arttırır. Size azıcık da Cey Group'tan bahsedeyim. Ceynak Türkiye'nin en büyük lojistik firmalarından biri. Bilhassa likit yağ ve tahıl taşımacılığında oldukça iddialı. Türkiye'nin hemen her limanında depo ve siloları var. Ayrıca, sayısız ödüle sahip. Bilhassa yurt dışı kurum ve kuruluşlardan alınmış ödüller bunlar. Cenevre'deki bankaların Türkiye'deki tek yediemin deposu Ceynak'a ait. BM terminali de öyle. Cey Group senede yaklaşık 100 milyon dolar ciro yapıyor ve her sene artarak büyüyor bu ciro.