Gazetemiz yazarı, değerli dostum Prof. Dr. İsmail Kaya'nın memleketi Denizli'deydim. Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci ve Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yüksel, o kadar güzel şeyler anlattılar ki, çorak bir toprağın suya kavuşması gibi sevindim. Anlatılanların hepsi Türkiye için de önemli şeylerdi. Arz edeyim: Malum, Denizli kendi imkanlarıyla sanayileşen ender kentlerimizden birisi. Türkiye'nin en gelişmiş sekizinci ili. İki değerli başkanı dinleyince bir daha anladım ki, bir ülkenin kalkınmasında en önemli faktörlerden birisi, belki de en önemlisi sivil toplum kuruluşları (STK). Denizli'yi Denizli yapan bu olmuş çünkü. Denizli Platformu'nun en önemli işi, Denizli. Denizli için her düşünce bu platformda hüsnükabul görüyor. Anında işleme konuyor bu fikirler. Denizli insanı istişare etmeyi, bilgiyi paylaşmayı çok iyi biliyor. Bu hasletleri onları, muhannete muhtaç olmaktan kurtardığı gibi Türkiye'nin kalkınmasında önemli rol oynayan beyinleri de yetiştirmiş. Denizli'nin tekstil kültürü ta Osmanlı'ya dayanıyor. Saray sultanlarının giydiği elbiselerin kumaşı ekseriyetle Denizli'den temin edilirmiş. Tekstil kültürü Denizli'de bu kadar eski bir kültür yani. 15 sene önce muazzam bir çıkış yapan Denizli, bilhassa havlu ve bornozda dünya markası oldu. Avrupa ve Amerika bugün Denizli havlusu ve bornozu kullanıyor. Denizlili sanayiciler daha o gün kafa kafaya verip ikinci bir ürün arayışına girmişler ve bu ürünün mermer olmasında karar kılmışlar. Denizli bugün mermer ihracatında Türkiye'nin lideri. Bunun yanında bir de bakır ve kablo var tabiî. Ürettiği kabloyu NASA'ya satıyor. Ayrıca cam sanayiinde de iddialı bir kentimiz. Dedim ya, Denizli insanı geleceği planlıyor. Dolayısıyla, hiç şaşkınlık yaşamıyor. Şimdi, bütün STK'lar kolları sıvayıp Denizli'deki jeotermal kaynaklarını harekete geçirmeye çalışıyorlar. Bölgede bol miktarda jeotermal kaynak var ve çoğu boşu boşuna akıp gidiyor. Denizlililer, bu kaynaklardan çıkan sıcak su ile ısıttıkları seralarda meyve, sebze ve çiçek yetiştirip ihraç etmek istiyorlar. Denizli gibi kara ikliminin hakim olduğu bölgelerde enerji maliyeti yüzde 50'lere kadar çıkıyor. Jeotermal kaynaklarla bu maliyet sıfıra inmesi, gayet tabii ki büyük avantaj. Denizli tüm bunlarla yetiniyor sanmayın sakın. Halıcılık mesela. Yün ve ipek halıda çok önemli bir ihracat kapısı olmuş Denizli. Hereke Halısı bile Denizli'den ihraç ediliyor. Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci'nin rehberliğinde bir sivil hareket daha var ki, anlatmadan geçemeyeceğim. 120 kadar genç bir araya gelmiş ve hem kendi işlerini hem de Denizli'nin geleceğini konuşup tartışıyorlar. Hepsi pırıl pırıl, hepsi geleceğe ümitle bakıyor bu gençlerin. Ayrıca, İzmirli gençlerle de temas kurup bu sivil hareketi bölgeye yaymaya başlamışlar ki, bu hareket onlara daha güçlü bir sinerji sağlamış. Denizli'de daha başka pırıltılar da gördüm ama sütunum sınırlı olduğu için burada kesiyorum. Bir dahaki yazımda, Denizlili'nin önündeki engellerden ve bu engeller kalkarsa daha neler yapabileceklerinden bahsedeceğim.