Bu kaçıncı? Türkiye bir deprem daha yaşadı! Dikkat ettiniz mi, Van demedim de Türkiye dedim. Evet, fay hattı Van'daydı; can ve mal kaybı Van'da yaşandı ama bu felaketin sosyal ve psikolojik boyutu var bir de. Esas fay o işte! O fay, yapacağını yaptı ve koca bir ülkeyi salladı; bir uçtan bir uca hem de. Van merkezli deprem tüm Türkiye'yi vurdu yani. Tam bir travma! Vatandaşın ruh dengesi bozuldu. Hâlâ da şokta pek çok kişi! Antalya'da gerçekleştirilen "47. Ulusal Psikiyatri Kongresi"nin ana konusu da buydu; deprem! Türkiye nev'i şahsına münhasır bir ülke! Bu özelliklerinden biri, belki de en önemlisi; günü gününü tutmaması! Her gün ayrı bir hadise, her gün ayrı bir şamata. Çoğu da şiddet ve korku içeren hadiseler bunlar! Eh, hâl böyle olunca; ülkede yaşayan insanların dingin bir haletiruhiye içinde kalması mümkün mü? Kalmıyor tabii: Travma! Ardından da Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Depresyon! İnsanların bu kadar ağır bir yükü taşımaya ne gücü kalıyor tabii, ne de dermanı! Çare psikiyatrik tedavi ama ah o korku! Damgalanma korkusu mani oluyor bu tedaviye! Fiziki rahatsızlıklar ne ise ruhi rahatsızlıklar da o halbuki; hiç çekinmeden gidip tedavi olmak lazım; mutlaka olmak lazım. Tedavi edilmediği takdirde o kişideki rahatsızlık süreklilik arz ediyor çünkü. İşin yoksa uğraş dur! Onunla da kalmayıp hem başka hastalıklara yakalanmasını kolaylaştırıyor kişinin, hem de iş verimliliğini düşürüyor. Ruhi depresyon yaşayan insanların vaktinde tedavi edilmesi hayat boyu tedavilerin maliyetini de düşürüyor. Kişiyi topluma kazandırmakla kalmayıp sağlıklı yaşamasına da imkân veriyor. Da... burası Türkiye; yok öyle! Hastanın psikiyatra ulaşması pek o kadar kolay olmuyor. Ekonomik sebeplerden dolayı olmuyor her şeyden önce. Psikoterapi pahalı bir tedavi şekli. SGK sisteminde psikoterapi geri ödemeye girmiyor. Ki, büyük handikap! Ayrıca, ödemelerin saat başına yapılması da yanlış bir uygulama! Seans başına olması lazım. Çünkü, bir psikoterapi yarım saat ya da 45 dakika sürüyor. Bu durumda psikiyatr hastasına gereken ilgiyi gösteremiyor tabii. Hastanın belli sürelerde tekrar tedaviye çağrılması lazım, o da mümkün olmuyor bu şartlarda! Psikiyatri Kongresi'nin ana konularından biri de "kadına uygulanan şiddet"ti. Türkiye'de her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor. Vahim; hem de çok vahim. Hayatı boyunca eşinden en az bir kere fiziki şiddet görmüş kadın sayısı Türkiye genelinde yüzde 39! Boşanmış ve ayrılmış kadınların ise yüzde 78'i fiziki şiddete maruz kalmış. Bu meselelerin hepsi önemli ve hepsi eksikliklerle dolu. Telafi edilmesi lazım. Bu da ancak, Sağlık Bakanlığı ve Üniversite iş birliğiyle mümkün. Sen ben kavgası ile bir yere varmanın imkânı yok! Hayırlı bir bayram diliyorum. Terör olmasın. Felaketler olmasın. Tedbir alınırsa olmaz bunların hiçbirisi. Deprem olsa dahi etkisi duyulmaz!