Büyük balığın küçük balığı yuttuğu' o dönem bitti, şimdi 'hızlı balığın yavaş balığı geçtiği' dönemdeyiz. 'Hız' kelimesini yazıp ha kendi haline bırakıvermişsin, ha da kalabalığın orta yerine bomba atıp kaçmışsın, hiç fark etmez. Bizim ahali, 'hız' sözünden otomobile binip gaza basmayı anlar. Kastım o değil. Trafikteki canavar sayısını iki katına çıkarmak gibi bir niyetim de yok. Burada sözünü ettiğim 'hız' bilginin hızı. İnternet üzerinde sörf yapanların hızı. Bill Gates geçen ay Ankara'ya geldi. Ayaküstü bir ziyaretti bu ama olsun, yine de önemli. İstanbul'un pek çok ülkeye erişime imkan veren önemli bir dünya merkezi olduğunu vurguladı Bill Gates. Ayrıca, "Bir teknoloji şirketi olarak İstanbul'u 79 ülke için merkezimiz yapıyoruz" deyip Maslak veya Ümraniye'de açılması planlanan Teknopark'ın 'ilk kiracı'sı olacağını da söyledi. Her ne kadar bahsettiği bu 79 ülke, Afrika ülkesiyse de, olsun. Yine de önemli. Gates, "Türkiye'nin teknoloji alanındaki vizyonuna inandığını" vurgulayıp hemen ardından, "Bilişime yatırım yapın Hindistan gibi olun" mesajını verdi. Mesaj açık aslında. 'Biz sizi merkez seçiyoruz. Siz de, siber alt yapıya yatırım yapıp arkasını getirin!' Bir avuç nüfusu olan İrlanda'yı Avrupa devi yapan, Asya'nın en büyük nüfusuna sahip ikinci ülkesi olan Hindistan'ı ayağa kaldıran ve Malezya'yı Güney Asya'nın en kalkınmış ülkelerinden biri haline getiren bilişimin, artık Türkiye'nin gündemine girmesi şart. Türkiye şimdiye kadar 'bir koyup beş almak' için çok hamle yaptı ama hiçbirinden eli böğründe kalmaktan öte ciddi bir sonuç alamadı! Fakat, bilişim öyle değil. Türkiye'yi köşe yapabilir bu sektör. İçinde yaşadığımız genç bilgi çağının yegane anahtarı bu çünkü. İç ekonomik sistemi küresel ekonomiye entegre etmenin ve daha büyük bölgesel bir yapıya yönelmenin yolu da bu. Siber ekonomiye geç ve ülkeni kurtar! Fakat, unutmamak lazım ki, bu tür sözleri kağıt üzerine yazmakla kalkınma olmuyor. Şayet bir ülke bilişim teknolojisine geçmek istiyorsa, önce 5, 10 ve 15 senelik master plan yapması ve sonra da projelendirmesi lazım bu planı. Bilgisayar yazılım teknolojisi başlıbaşına bir iş. Hadi ona bir şekilde çekidüzen verildiğini düşünelim. Onunla kalmıyor ki, bilgisayara bilgi yüklemek de geriyor. Hadi onu da başardınız diyelim. Yetmiyor. Para kazanmak lazım. Yani, pazarlayacaksınız bu bilgi ve teknolojiyi. Bu da rakabet ve sürdürülebilir bir satış politikası demek ki, varın siz düşünün gerisini. Hepsinden önemlisi, eğitim. Eğitim sistemini bu hedefe göre ayarlamak gerekiyor. Bir de tabii bütçe. Bütün bunların hesabını yapmadan Ümraniye'ye bir 'Teknopark' inşa etmek; dört yanı açık türbeye koskocaman bir kilit takmaya benzer ki, onu bir tek merhum Nasreddin Hoca yaptı, o da ibret olsun diye. Türkiye'nin kalkınması için geçmişte tekstil önemli bir lokomotif görevi gördü. Hâlâ da görüyor. Bunun arkasına otomobil, elektrik-elektronik, turizm, makine gibi bazı vangonlar da eklendi. Tarım, gıda, madencilik, ulaşım, bilgisayar, iletişim teknolojisi ve yazılım gibi başka vagonlar neden eklenmesin? Eklenir aslında. Da, öncelikleri iyi tespit etmek lazım. Her il'e teşvik vermekle çözülmüyor bu işler!.. > MI ACABA?!. Her iki polisten biri hakkında iç soruşturma varmış... Soruşturmam vardı, işe çıkamadım! * * * TMSF borçlusu 31 bin kişiye yurt dışı yasağı getirilmiş... Yurt dışına kaçana tamam, gezmeye gidene tamam da ya adam iş yapmaya gidiyorsa? * * * ANAP'a katılan Mumcu, partilileri Özal gibi selamlamış... Memlekette 'gibi' modası vardı zaten, 'Özal gibi'si eksikti, o da olsun! * * * Emekli Muzaffer Koçer, kızına sağlık karnesi çıkarmak için bürokrasiden bıkınca Başbakan'ı arayıp işini çözmüş... Bu ülkede 70 milyon Emekli Muzaffer var be arkadaş!