T.C. Devleti neredeyse "bürokrasi devleti" olup çıkmıştı. Ta ki, e-devlet devreye girene kadar. e-devlet, Batı'da olduğu gibi tüm fonksiyonlarını yerine getirebilen bir seviyeye gelmedi henüz ama yine de iyi bir yerde olduğunu söylemek mümkün. Pasaport alırken, nüfus cüzdanı çıkartırken, tapu işlemlerini takip ederken, vergi öderken bizatihi görüyoruz zaten bu kolaylığı. Çoğunu unuttuk ama 3-5 sene öncesine kadar devlete işi düşenin başına, pişmiş tavuğun başına gelenden beter şeyler gelirdi. "Bugün git, yarın gel" teraneleri günlük hayatımızın bir parçası olup çıkmıştı. e-devlet uygulaması başladı da çoğu kalktı bu zaman kaybı ve kâğıt israfının. Devlet de evrak ve kırtasiye işinden kurtulup asli işine döndü böylece. e-devletin bir diğer boyutu da şu. Nasıl ki, e-devlet sayesinde devlet vatandaşıyla iletişim kurma imkânına kavuştu ve tanıştı. Dünya da birbiriyle tanıştı. Bütün dünya e-devlet uygulamasına geçti çünkü. Hani, "dünya küçüldü" deniyor ya; aynen öyle oldu. Dünya el kadar bilgisayara sığdı neredeyse. Bütün ülkeler bir tek netwörkte toplandı. Da... güvenlik ne olacak? Türk vatandaşına ait olan özel bilgilere kendi devleti eriştiği gibi bankalar da erişiyor. Yetmedi, elin Almanı, Amerikalısı ya da Afrikalısı da ulaşabiliyor. Bunun bir sınırı olması lazım değil mi? Kişi ve kurumların özeline herkesin ulaşması halinde mahremiyet diye bir şey kalmaz ki! Kafa karışıklığımı gidermek için bir bilene; ETUGRA Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kuran'a sordum. Hüseyin Kuran 6 sene ABD'de kaldı ve ABD'li bilişim firmalarında yöneticilik yaptı. Ali Coşkun ve Abdülkadir Aksu'ya bakanlıkları dönemlerinde danışmanlık hizmeti verdi. e-devletin kuruluşunda aktif rol aldı ve şimdi de 15 Ocak 2004 tarih ve 5070 Sayılı Kanunla yürürlüğe giren Nitelikli Elektronik Sertifika (NES) vermeye yetkili 3 firmadan biri olan ETUGRA ile kişi ve kurumlara e-imza sertifikası veriyor; onların elektronik güvenliğini sağlıyor. Kuran, "sistem kendini koruyor" dedi ve ekledi: "Yeter ki, gerekli tedbirler alınmış olsun!" Hüseyin Kuran'ın gerekli dediği tedbirlerden birisi e-imza. e-imza kişi ve kurumların özel bilgilerine ancak kendilerinin ulaşabilmesine imkân veriyor. e-imza bir nevi anahtar, daha doğrusu dijital şifre. Bir de vatandaşa yanıltmaya yönelik eylemler var. Ki, sistem yaygınlaştıkça sayıları artıyor bu suistimalcilerin. "Falanca bankadan arıyorum" diyen bu kötü niyetli kişiler vatandaştan T.C. kimlik numarasını istiyor. Banka gerçekten o banka mı? Bunu doğrulamanın en emin yolu ise Secure Sockets Layer (LLS) sistemi. Bu sistem sayesinde vatandaş bankanın o banka olduğunu tanıyor.